Yayıldı kulaklarıma çığlıkların,

 ve karşı koyamadım gidişine .

 Açık kapılar kaldı arkandan ağlayan.

 

Vurup çıkışların bile olmadı bu veda da.

 Çok sevmek yetmedi haykırışlara.

 Ağır geldi bu yaşanılan .

 

 Kaldıramadı yüreğin.

 Yalan söyle bana inanırım,

 yalan olsa da demelerin kaldı koridor da .

 

 Son içtiğin sigara hala masam da. 

 Çare olamadı sarılışlarım .

 Gözyaşların la bir elveda bıraktın geri de.

 

 Dönüşü yok bu sefer diyerek ayak

  izlerin haykırıyordu yüzüme.

  Hele gözlerini unutmak mümkün müydü?

 

 Hoşça ‘kal’ deyişin de .

 İstesem de gelemedim,

 Arkan dan dur diyemedim.

 

 

Varlığını da yokluğunu da aldın gittin.

İlk defa gün doğmadı bu eve ,

ilk defa 24 saat geceyi yaşattın .

 

Nefes alışlarımı unuttum.

 konuşmayı, yürümeyi,

 bende ki seni unuttum.

 

 Bana hayat veren sendin.

 Sen gittin ben bittim.

 Boynum bükük kaldı aşka .

 

 Yalnızlığın tek akşamın da.

 Tek bir sözün kaldı,

 kulaklarım da çınlayan Hoşça ‘kal’… 

( Hoşça -kal- başlıklı yazı Melek Taguşar tarafından 17.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu