Önce bir gözyaşı düşer fay hatlarına
yedinin üzerinde sallanır
yıkılır şehir
Bebeklerin dudakları toprağa dokunur
Kan emer annesinin göğsünden
Soğuktur dudağında ekşiyen tadı
Bebekse açlığına aldanır
Sonra uyanır yerkürenin rahminde gizlenen
Ortalık çığlık çığlık
Hatırlar mısınız ne kadar tanıdık
Bağrı delinir ansızın toprak ananın
Sarsılır eksik kolonlar temelinden
üzerinde domino taşıdır evler
Malzemeden çalınmış sütunlar kırılır
Yıkılır evler
Son harflerini öğreten öğretmenler ölür
Halil öğretmen kayıptır hala
Toprağa kavuşsa da diğerleri
Gittiklerinden beri
Çalmaz olur ders zilleri
Karanlığa gömülür gün ışığı aniden
Sis diye toz bulutu çöküverir şehre
Ölümün ayak sesi dolanır o anda sadece
İmdat çığlıkları yansıyorken şehre
Başlar yaşam mücadelesi
Beni duyan var mı
Beni duyan……
Beni…………….
............... …
Yetişmeyen vakitte tükenir nefesler
Uzaklardan uzanır yardım elleri
Azra bebekler tutunur hayata
Bir yanda yaşama ışık tutulur
Bir yanda dirilir şehir çadırlardan
Bir yandan talan edilir devletin eli
Sonra;
Bütün enkaz yığınları kalkar
Bir babanın elinden tutunmuştur iki gelecek
Birbirine yapışmış üç beden
El ele yürümüşlerdir ebediyete
Haydi tut gözyaşlarını…
Güzel vatanımın güzide köşesi Van ve Erciş’te hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet kederli ailelerine başsağlığı dilerim.
adem efiloğlu / ahir-i fırtına