Ak zambakları hayat sunar gibi
Satsa da çiçekçi kadın
Üşüdüm yanından geçerken bu gün,
Tortopluğundan yanındaki çocuğun...
Su ve ekmek gerek yaşamak için
Odundan gazdan evvel,
Yuvalarına belki ama
Bu çocuğun ne işi var
Bu soğukta burada, derken içimden
Galata köprüsü müydüm bilmem ki
Dışında kalıp o insani duyguların,
Günün realitesine uzak düşerken ben o an...
Koca koca binalar dikerek,
Denizleri bile hapsetmeyi beceriyorlar
Mimari şaheserlerin arasına.
Çıt yok, isyanlar ekmeğin ucunda...
Ne çok yabancılaşıyor insan,
Her gün merhabasını esirgemediği sokağını
Bir sabah uyandığında, bambaşka bulunca.
Ne sisi ne çiyi aynı,
Küresel ısınma derken dünyada sıcağın artışına
Ben her yıl biraz daha fazla üşüyorum
Bu kentte bu mevsim
Dilerim tek benimdir
Bu durumda olan diyesim var, ama
Yüzler kayboluyor yarim.
Kim bilir benim yüzüm ne durumda...
Mayıs kuşatmaları var içimde.
Damarlarımda çığ çığ alev...
Sesim yok, soluğum kısık!
Birlerin binlerin değil,
Koca bir ülkenin terk ettiği çocuğum
Ak zambak sata dursun annem
Yüzümde zemheri karasından ben üşüyorum...
(
Yüzümde Zemheri Karası... başlıklı yazı
HimmetAYGÜT tarafından
10.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.