Sabredin Ve Sabırda Yarışın
Samimi inanan insanın alabileceği en güzel karşılık Allah’ın sevgisini,
hoşnutluğunu, rahmetini ve sonsuz cennetini kazanabilmektir. Bu güzellikler,
dünyadaki hiçbir nimetle ya da zevkle kıyaslanamaz. Yüce Allah Kur’an’da
sabredenleri sevdiğini haber verir. Bu sevgiyi kazanabilmek için, Allah’ın her
olayı bir hikmet üzere ve müminler için hayırla yarattığının bilincinde olmak ve
yaşananlar karşısında tevekküllü olmak gerekir. Mümin, tek güvenilir varlık olan
Allah’a dayandığı için her konuda sabır gösterir, zorluklara boyun eğmez. Ve
karşılığında da O’nun sevgisini kazanır:
Nice peygamberle
birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda
kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler,
ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)
Yüce Allah bir ayette, "Ey iman edenler, sabredin ve
sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin. Allah’tan korkun. Umulur ki
kurtulursunuz." (Al-i İmran Suresi, 200) sözleriyle müminlerin bu
ahlakı ve dolayısıyla sevgisini kazanmak için yarışmalarını buyurur.
Peygamberimiz (sav) söyle buyurur: "Müminin işi ne güzeldir! Allah
onun hakkında ne hüküm uygularsa o mümin için hayır olur. Eğer ona iyilik
dokunursa teşekkür eder, bu mümin için hayır olur. Ona bir zarar dokunursa
sabreder, bu da onun için hayırdır."
Kusursuz yaratılmış imtihan
mekânı olan dünyadaki yaşam, Kur’an’da tavsiye edilen ahlakı yaşayanlar için de,
yaşamayanlar için de aynı hızla geçmektedir. Bu kısacık yaşamda Rabbimiz’in
imtihan için yarattığı olaylara sabır göstermeyen, isyan eden, kulluk ve
ibadetlerinde kararlı olmayan kişi de belirlenen günde mutlaka ölümü tadacaktır.
Allah’ın sınanmaları için yarattığı olaylara sabrederek, kaderlerine teslim
olanlar, ahirette kurtuluşa ve eşsiz ağırlanma konağı olan cennete
kavuşacaklardır. Dünya hayatında sabır değil, tahammülsüzlük gösteren,
yaşadıkları zorluklardan sürekli şikâyet edenlerin ise, dünyadayken içinde
yaşadıkları karanlık ahirette de sürecek, Allah onları nura çıkarmayacaktır.
Sabır toplumda zannedildiği gibi tahammül değildir; yaşananlar
karşısında dişlerini sıkarak beklemek değildir. Sabır, zor zamanlarda Allah’ı
hatırlamaktır. Allah’ın zorluğun ardından vereceği kolaylığı beklemektir. Zorluk
yaşamak, Allah’ın Kendisini hatırlatmasıdır, kulunu unutmadığının işaretidir.
İsabet eden her zorluk, kulunu Allah’a yakınlaştırır. “Gerçekten Allah,
sabredenlerle beraberdir.” (Bakara Suresi, 153)
İnsana katından
sayısız güzellik sunan Allah’ı hoşnut edebilmek için sabır göstermek muazzam
güzeldir. Musibete sabretmek eziyet verici gibi görünse de, insan tevekkülü,
teslimiyeti tam olarak yaşadığında acı değil, zevk duyar. Hayırla yaratılan
olaylar karşısında üzülmek, sinirlenmek kadere saygısızlıktır. Yapılması
gereken, ardındaki hikmetleri görmeye çalışmaktır.
O gün insan, dönüşü
imkânsız bir pişmanlıkla "… Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş
olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık" (Mülk
Suresi, 10) dememek için tüm güzelliklerin yolunu açan sabrı doruğunda
yaşamalıdır.
Mümin, "Rabbin için sabret" (Müddessir
Suresi, 7) ayeti gereği ömrü boyunca Allah’ın hoşnutluğunu amaçlayarak güzel bir
sabırla sabreder. Rabbimiz de, bu samimiyetlerine karşılık onları
ödüllendireceğini Kur’an’da müjdeler. Allah’ın vaadi haktır; sonsuz ödül yurdu
cennetin kapıları samimi müminler için açılır ve melekler seslenirler:
"Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne
güzel." (Ra’d Suresi, 24)
(
Sabredin Ve Sabırda Yarışın başlıklı yazı
fuatturker tarafından
1.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.