Uçsuz bucaksız
bir hayatin esiğindeyken
Aşkın
terkisinde bulduk kendimizi
Ensemizde
kırmızı dudaklı bir kadın nefesi
Nikotinli
gecelerin suni teneffusli saatlerinde
Kıskıvrak bir
günahın terli avuçlarıydı kalp masajımız
Nefes nefese
bir pismanlik anında
Uzanırdık
yalnız ve amonyak kokan bir sabaha
Kırmızı bir
dekolteye pusu kurmuş bir adam
Kadınsa bir
kaç yenilgi bırakmış geçmişe
Kapısını
kapatmış bütün surların
Tavizi olmayan
unsurların
Topun tüfeğin
yıkamayacağı tabuların esaretinde
kimi köle
olmuş dizleri yara bere aşka boyun eğmekten
kimi efendisi
olmuş omuzun da bir yığın beddua;
her akşam yeni
bir maske takındığı ışıklı barda...
şimdi
çıkmışsın karşıma
etimden kopan
parçalar gibiydi takvim yaprakları
ağzım dilim
kurumuş ter için sabahları
bir erkek
çocuğu gibi ağlamaktan
bir ihtiyar
gibi ölmekten korktuğum zamanları
geriye
bıraktığım
bir anda
seni unutmadım
diyorsun kadın!!!!
ben seni
unuttum kadın!!!
ama sen unutma
güneş yanığı
gibidir
aşka değen
tenler
ve
yılanlar kadar
soğuktur
aşksız
sevişmeler
üşütme
bedenini