Bana bir düş öğret
İçinde sen olmayan
Ve söyle sen yoksan ne kadar üşüyebilir ki insan
yokluğunda sevginin
Bazen söylendikçe kendi kendimle
Tükenmiş sigara paketleriyle avuçluyorum hatıraları
Ve hatırlarda olsa bile hatırlat yaşadıkça varlığını
Bilirsin benim gözyaşlarımın denizinde yüzer gemilerin
Her limanda özlemine demir atar yalnızlık
Ayaz diyorum sevgili
Ayaz…
Ayaz vuruyor olmadığında yalnızlığımı
Bir fırtına çıkar ansızın
Sen üşürsün
Ben üşürüm
Bizi bir titreme alır güvertelerde
Bilirim hasret hep sancak tarafından yaklaşır
Sen bulutların gizemine sarılırsın
Ben ağlarım dolu dolu yağsın diye bulutlar
Korsanları deliğinden çıkaracak bu yakarışlar
Hiç bir kör kurşun yaklaşmayacak menziline
Bir sahilde paslı bir kurşuna yataklık yaparken namlular
Geride kalanlarda suskuya dalmış ağlayışlar
Dönme şehirlerin mihrabından
Kavuşmaya meyletme desem mi?
Bilemedim sevgili
Bu şehir senin gibi koktuğundan beridir bana
Vesikalı umutlara sırnaştı kısa mutluluklar
Seccademin üzerinde dua tortuları
Gözyaşlarımın mihrini çözüyor mendiller
Fısıldıyorum karanlığa kendi kalabalığımı
Bakiyesiz tükeniyor bütün hesaplar
Kaç zamandır en çok neyini özlediğimi düşünüyorum
Bir ellerin geliyor aklıma avuçlarımda alev gibi dolaşan
Bir gözlerin takılıyor koyu denizlerin derinliğinde
Bütün karanlıklar bakışına amade
Bir gülüşün geliyor aklıma erosu kıskandıran
Bir çatışın kaşlarını dalgaları aşındıran
Bir masa
Elimde duman duman sigaram
Boş bıraktığın pakette takılı kaldım hala
En son dokunduğun yerden dokunuyor gibiyim
Sana dokunur gibi hayata
Sevgili
Özlemin beni nefessiz bırakıyor
Dön çıktığın okyanuslardan
adem efiloğlu / ahir-i fırtına
Not: Beklemeyeceğin günler de gelecek elbette göreceksin. Değerli bir arkadaşıma...