Bir Pazar sabahı…
Say_ki bir kağnı sürüsü geçiyor içimden
Harp ağıtları çalıyor mahzenim
Say ki ölüm sevmiş beni
Ve sayki bu akşam ölüm meleği misafirim,
Beni elinden alabilecek sevgin var mı?
Şimdi, öpsem ölümün alnından.
Çıksa bedenimden bütün mesuliyetleri, bu aşkın.
Toprağa karışsam.
Ne çıkar…
Çoğu yanım sensiz kimliksizdir
Çoğu yanım sessiz ve derinden vurur beni
Bilirsin, fırtınalar öncesi sessizlikte ,büyük ağlar düşlerim.
Eyvallah desem gücenir elleri şiirlerin
Hoşçakal desem bir yanım cehennemde kezzap içer
Diğer yanım Kâbe de arşa çıkar.
-Şimdi oldumu diyeceksin?
-Olur be!
-Olur üstad…
Seyrindeyken evvelin,
Bu gün yaşamışım, yarına az bir ramak
Ey! uzuyan yollar, gözlerim bekçi yüreğim vuslat,
Hadi söyleyin dost bildiğim aynalar
Hangimiz kara hangimiz ak...
Otururum iskemlemde; içtiğim çay demindeki acılar
Kaldı ki;kalmadı zaman gitmeye
Dokunsan ruhuma
Bir yanım taş diğer yanım toprak...
Ben anlamam hülyadan,
Anlamam anlamsız vedalardan
Zamansız kopan fırtınadan
Anlamam, şimşek şimşek bakan yalancı sancılardan.
Ya üstad böyle işte;
Serabında uçuyorken kollarında sevgilinin.
Gerçeği gören gözlerim ya yalancı ya da gördüğüm bu şeyler kaçak.