Kepirtepe köy Enstitüsü iken,1953 yılına kadar bir ana ve aynı zamanda bir baba idi. Tüm öğretcilerini kucaklar, Vatan'ına, Millet'ine nasıl faydalı olurlar düşüncesi ile yetiştirilir ve biçok meslekler kazandırılır, birde Vatan'a hizmet aşkı verilerek Milli Eğitimin emrine gönderilirdi. Köy Enstitülerinin doğuşu 1935 yılına dayanır. İsmail Hakkı Tonguç, Atatürk'ün görüşünü alarak çalışmalara başlanır, taki Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı olunca uygulamaya konulur. Kısa sürede ülke kalkınmasına ve köylünün bilinçlenip, uyanmasına büyük katkısı olan bu 21 adet okul, başta müttefikimiz Amerika olmak üzere, zamanın iktidarı uyanan köylüden oy alamam, zenginler ve toprak ağalarının ucuz işçi ve maraba bulamam korkusundan, olgunlaşmadan ham meyveyi kopardılar dalından misali. Asılsız sebeplerle bu okulları kapattılar.
1953 Yılında öğrenim süresi bir yıl daha uzatılarak, İlköğretmen Okulu haline dönüştürüldü. Böylece Kepirtepe bir abla ve ağabey durumuna geldi. Hizmet aşkından taviz verilmedi fakat, dört duvar arasında, ezbere dayalı, uygulamadan uzak öğrenciler okutan eğitimciler yetiştirilir hale getirildi.Gerçi Kepirtepe 1965 yılına kadar benliğinden birşey kaybatmedi. Köy Enstitüsü iş ataölyelerinde iş öğretmenleri tarafından marangozluk, demircilik, lehim işleri, alçı, kil ve cilt işleri gibi meslekler öğretildi.Tarım iş öğretmenleri tarafından modern tarım, arıcılık, sebzecilik, park ve bahçecilik bilgileri verildi ise de, 1977 yılndan sonra Öğretmen lisesine dönüştürülerek, üniversiteye öğrenci yetiştirir hale getirilmiştir. Bugün halâ Kepir bizler için bir anadır. Fakat bizler O'na yaraşır bir şekilde, O'nun binalarına sahip çıkamadık. Yıkılıp talan edilmesine seyirci kaldık. Bir sürü masraf edilip onarılan, Ana binanın camları taşlanarak kırılması çok acı. "Taş uzaktan gelmez" Zaten duvarlara yazı yazanlar, adını sınıfını, ve numarasını yazmaktan çekinmemiş. Hatta lâkabını bile belirtmiş Abaza vs. gibi. Ancak okul idaresi yapılanlara duyarsız kalmış. Bizler harabeleri içimiz kan ağlıyarak, üzüntü içinde seyrediyoruz. İşişten geçtikten sonra bu 21 okulun devlet korumasına alındığı söyleniyor.
KEPİR ANA.
Kepirtepe şefkatli bir anadır, hatta vefalı bir babadır,
Tek çabası ülkeye daha yararlı olabilmekten yanadır.
Yılda bigün de olsa, O'nun bağrında bir araya geliyoruz,
Buluşmamızda arkadaşları görüp, hatıraları yâd ediyoruz.
Yirmi beş ve elli yılını dolduranlar, plâketlerini alıyorlar,
Bu okuldan mezun olmanın ayrıcalığının, tadına varıyorlar.
Ben de Kepirtepe'den mezun olalı, hemen elli yıl oldu,
Buluşma gününde gördüklerim karşısında, gözlerim doldu.
Öğrencilerin alın teri ve devletin kısıtlı parası önemsenmeliydi,
Ana dediğimiz Kepir'in o binaları, yıkılmadan gözetilmeli idi.
Köy Enstitüleri ülke kalkınmasında, en yararlı kuruluşlardandı,
Tam olgunlaşacağı bir zamanda, dalları ve meyveleri taşlandı.
Gerçi İlköğretmen Okulu mezunlarıda, Köy Enstitüsünü aratmadılar,
Atandıkları yerlere ışık tutup, Ülke kalkınmasında hiç geri kalmadılar.
Ulu Önder Atatürk'ün çizdiği yolda, yılmadan özverilice yürüdüler,
Kuş uçmaz, kervan geçmez en ücra köylerde, karda yaya iz sürdüler.
(
Kepir Ana. başlıklı yazı
HACI tarafından
2/24/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.