Duydunsa beni
Çaresiz bir ezgiyi döküyorum dudaklarımdan
Belki ağlayan ruhunu dindirir bestelerim
Ah bir dinlesen
Ürkek sabahların ağırlıkları sırtında biriktikçe
Yaslanacak omuz aratır sana vahim yanılgılar
Gittikçe uzaklaşırken adımlarım
Gittikçe artıyorken mesafeler
Terimin ateşiyle yanan yalan aşkının
Kıyametini dokumuşsun
Yazık bize…
Kim bilir
Güneşi ayarttığında kadınlığının kokusu
Yeni yetme arzularla geçişir mevsimler
Ebelenir tutkularımız tam kaçacakken
Işıkları söner kainatın
Gölge gibi düşerim gözlerine
İrislerini yırtan bakışlarının
En müsait uçurumlarına
Oysa bir kelimen yeterdi çığlıklarımı zincirlemeye
Gündönümüne denk geldi gözyaşlarım
Gecenden kaçsam
Ağaran sabahında döküldüm tel tel
Sırılsıklam bir dönemecin ani yokuşlarında
Bir adım sana
Bir adım bana
Tevekkülle paylaştım payıma düşeni
Zaaflarım bölünürken avucunda
Kimseyi alt edemez iradem
Aşk kuyusunda boğulmaya yüz tutan hayallerimin
Tüm hakkı bende saklıdır bundan böyle
En ufak gürültüyü müşahede ederken sessizlik
İçimi kemiren korkuları sırtlıyor ruhumun şeytanı
Aldanıyor içimde ki kimsesizlik
Çocuksu bir özleme
Infial bir tutarsızlık sunsun kaderim ellerine
Yaşananlara mesul olmaya gönüllüyken aklım
Ayrılık telkinleriyle pompalansın kalbim
Bakir karanlıkların müptelasıyım
Ruhumun fakir bakışlarına sarılsam bile
Mavi bir ölüm görecek mart geceleri
Sevmiyorum asla seni dedikçe
Gözlerim ele verecek kendini
adem efiloğlu /ahir-i fırtına