Yürek sesi nettir çıkar derinden
Bizlere diyecek söz var mı dostum
Sökülür duygular bir bir yerinden
Her notayı çalan saz var mı dostum
Rabbin kudretini resmeder evren
Cemreler düştükçe değişir çevren
Tesadüf denemez gerçekçi davran
Baharı görmeyen yaz var mı dostum
Ben halkın sesiyim şair olarak
Dertleri yazarım şiir olarak
Yaşanan hayata dair olarak
Ömürden öteye tez var mı dostum
Herkes bilir söyler bu dünya fani
Beş para etmiyor dünyanın şanı
Her ölüm erkendir gelince ani
Ölümden kaçacak iz var mı dostum
Kime sorsan doğru yanlışı yoktur
Kumaşı ibrişim cihanda tektir
İnsanca duygular sırtına yüktür
Kendinden iğrenen yüz var mı dostum
Nasılsa kaderdir diyerek yattın
Havanda su dövdün bıkmadan attın
Kaderi fallarla deşifre ettin
Yarını bildiren göz var mı dostum
Nifak ekmiş nifak biçmiş olanın
Cömertlikten geri durup kalanın
Kasıla kasıla kibir dolanın
Masumun ruhundan öz var mı dostum
Bir sabah selamı vermeyen dilin
Masum yatağında akmayan selin
Şifayla sineye vurmayan yelin
Bedene verdiği haz var mı dostum
Dilden çıkan sözler zehir saçarsa
Teni beyaz güller kızıl açarsa
Sözleri söyleyip Âdem kaçarsa
Peşinden yetecek toz var mı dostum
adem efiloğlu / ahir-i fırtına