Nisan yağmuruyla lale fısıldaşıyordu.
Sohbetleri koyu ve derin. Menekşe keyif salan,
Bir edayla biten güne yalımlanıyordu.
Yağmur sonrası tazelenen menekşe yapraklarından,
Biriken sulara damlaların çizdiği nakışlar kıvraklaşıyordu.
Davetkâr bahçelerin yarımayla aydınlanan,
Kuytu köşelerinde sümbül uyukluyordu.

Gecenin henüz ele geçiremediği kuytu bir köşe başından,
Ayın saydam tenine dokundum ürperip duruyordu.
Gün savar heyecanla düşünürken delişmen ve alıngan,
Aşk nefesinin ılıklığı tenimi okşuyordu.
Tortuları silerken şafak geceden kalan,
Yanıksı bir gülüş dudaklarımda gezindi durdu.

Gökte günahsız tabaka oluşurken turunculardan,
Güneşten gönlüme bir köprü kuruldu.
Hafif kızıla çalan altın sarısı ışıktan,
Huzur dinginliğine yansıyan gizler uçuşuyordu.
Ufukların bütünleştiği sihirli noktadan,
Huzurun sesi yankılanarak her yere doldu.

Ne doğudan ne batıdan apayrı bir diyardan,
Eksik olan güzelliğin aynasından aşk solukluyordu.
Etekleri ormanlı başları dumanlı sevdalı dağlardan,
Durgun sulara gaiple birleşen an’lar akıyordu.
Bahar gülleri karşısında aşktan sarhoş olan,
Bülbüllerin türküsü gönül piramidimden sekti durdu.

Gözlerimin beyazında yüzen ak küheylan,
Gülümseyen parlaklığın içinde kayboluyordu.
Hayaller sevgi yüklü rüzgârla adaları karadan,
Suları köpürterek düş güzergâhından seyrediyordu.
Gönül gölümün hafif kıpırtılı dalgalarından,
Zaman kaçar ben kovalarım, harlanır ömür odu.

S. Edip Yörükoğlu
( Harlanır Ömür Odu başlıklı yazı s.-edip-yoru tarafından 27.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.