“Boşalttığın çay bardağı aynı sıcaklıkta kalsın!”
Çay… Nerden düştü aklına?
O serin sabah vakti, simidimizi bölüştüğümüz o serin sabah vakti, benim de aklımda.
“Boşalttığın çay bardağı aynı sıcaklıkta kalsın!”
Ah, bu dileğinde dünyalar var!
Dünyalar var…
Biliyorum.
“Gökyüzünün ağlaması…”, mor dağlar yüzünden.
Mor dağları aşıp geçmek, zor.
Ne kadar kanatlansam, hangi çareye başvursam; görüyorum her mor dağın arkasında, bir başkası var. Arka arkaya dizilmiş, sana çıkan bütün yolları bağlamışlar.
Gökyüzünün ağlaması…”, bu yüzden.
Delişmen ayı, rengini tutturamayan tanyerini zaman zaman ben de görüyorum. Biri gözlerimi göremediğinden kuduruyor, öteki hasretimden şaşırıyor.
Kalbimdeki fırtınalar, onları da etkiliyor.
O saatlerde çiçekler de başkaldırıyor.
O saatlerde, elim ayağım kesiliyor.
O saatlerde, gözlerimde iki damla yaş; çaresizliğime ağlıyorum.
O saatlerde güneş bana arka çıkıyor, sana giden yoldaki kılavuzum oluyor.
O saatlerde gecenin tam ortasındaysam, dolunay gözlerime gülümsüyor.
Sen kesiliyorum!
27 Mart 2008
Oyhan Hasan Bıldırki