YALAN AŞK
Yüreğinden seslenip bana “haydi gel” dedin,
Aştım nice çölleri geldim daha ne olsun.
Dağlar vardı önümde, “ellerinle del” dedin,
Ferhat gibi dağları deldim daha ne olsun...
Ben ki aşka müptelâ, seni canım sanmıştım
O candan gülüşüne, sözlerine kanmıştım
Alev alev tutuşup, ciğerimden yanmıştım
Tat yüklenmiş acılar buldum, daha ne olsun...
Çekip gittim sonra da senden çok uzaklara
Ama asla basmadım kurduğun tuzaklara
Sakın bakıp şaşırma saçımdaki aklara,
Bir gül gibi sararıp, soldum daha ne olsun...
Hani bu olanlara biraz kafa yorarsan
Hatandan rücû edip beni bir gün ararsan
Söyler sana yerimi, yüreğine sorarsan
Ben, çöllerde bir mecnun oldum, daha ne olsun...
Vurma… Vurma dedikçe sırtımdan vuran Leyla!
Kirpiklerin ok gibi, gerdirip kaştan yayla
Meftun’um; yaşanmıyor, bu açtığın yarayla;
Öldüm… Öldüm diyorum… Öldüm daha ne olsun...
Şaşırmayın dostlarım yok ki böyle bir olay
Demem o ki, hayalden şiir yazmak ne kolay
Ben kendime gülerim, niyetim değil alay;
Biraz kendi kendime güldüm, daha ne olsun...
Yalan olan aşk değil, onu yaşamayanlar
Aşka engel ne varsa cayıp aşamayanlar
“Gerçek aşk” anlatılmaz, ancak yaşayan anlar;
"Yalan aşk"ı defterden sildim, daha ne olsun…
….. "Yalan aşk"ı defterden sildim, daha ne olsun…
Kadir Çetin Temmuz 2010 İzmir