İlk yazmaya başladığı vakit insan, hep “Ne yazacağım şimdi ben yahu!” sözüyle sarılır kaleme…
Aslında çok isteklidir yazmaya ama, nedense içinde bir heyecan, birazda heyecanın verdiği korkuya benzer bir kıpırdanma vardır…
Saatlerce yazıya başlayacağı o ilk kelimeyi düşünür…
Bazen saatlerce, bazen de günlerce bir yazı için düşündüğü olur insanın…
Düşünme faslı bir kenara bırakılmaya başladıkça artık yazmak için o ilk kelime hecelenmeye başlanır…
Satırlar yazılmaya başladıkça “Acaba yazdıklarım beğenilecek mi? Acaba yazdıklarımı beğenecekleri mi?” ile başlayan “Acaba…”lı cümleler kurmaya başlar…
***
Bir…
İki…
Üç…
Dört…
…
…
…
***
Zaman geçer…
Artık “Acaba…”lı cümleler kurmaktan vazgeçersin…
Çünkü artık yazmaktan zevk alır hâle gelmeye başlamışsındır…
Okursun…
Düşünürsün…
Sentezlersin…
Sonra da yazmaya başlarsın…
Okumazsan üretemezsin…
***
Okumadan her ne kadar yazıyor görünsen de aslında sen yeni yazılar yazmıyorsun demektir…
Yazdıklarını tekrarlıyorsundur…
Yazdığın çoğu kelime önceki yazdıklarının bir tekrarıdır…
Sen, okumadan yazdıkça yeni bir şeyler ürettiğini zanneder, ne kendini yenileyebilirsin ne de yeni yazılar yazabilirsin…
Bu böyledir…
***
Bugüne kadar çok sayıda gazete, internet sitesi ve dergide yazdık…
Yazmaya da devam ediyoruz…
Son olarak bize, kapılarını “www.sendeyaz.net” ailesi açtı…
Bizde gelenektir…
Her aileye girerken okurlarımıza bir “Merhaba!” diyerek başlarız yazımıza…
Birkaç siteye başlayalı beri bu geleneğimiz bozuldu…
Okurlarımıza “Merhaba!”larımız gecikiyor…
Bundan dolayı okurlarımızdan “Özür Dileriz!”…
Bizlere kapılarını açarak yazmamızı sağlayan “Sendeyaz” ailesine sonsuz teşekkürlerimizi sunarken, diyoruz ki, “Sendeyaz”maya geldik, aranıza kabul eder misiniz?
facebook.com/mehmetsahincileroglu
twitter.com/msahincileroglu
GSM: 0506 935 73 17