Ey güz rüzgarları!
Ne çıkar üfürmenizden
Acısı alınmayan yaraları?
Kış bastım sızılarımın üstüne,
Güneşsiz günler büyüttüm,
Hayallerimi gecelere çizdim.
Kandırılmış yaralar eskittim
Ağrılarını bir gün unutur diye.
 
Unutur mu?
Oyunbaz cemreler eylendi karlarımda,
Tufanındayım  erimiş buzlarımın.
Denizimin kan kırmızısı ufuklarımda,
Susmaz deryalarım çırpınmada.
 
Tanrım!
Kıyılarıma dağlar diktin kocaman,
Gözlerim alacatoran,
Semalarımda güvercinler yitik.
Martıların çığlıkları gizledi iniltimi,
Yosunlar kan emiyor yaralarımdan.
 
Ey bedevi sahralar!
Susamayın bana boşuna,

Ben kendi sularıma yağıyorum.
Kıyılarım paramparça,
Kayalarımın köğüsu yarık,
Taşırmaz dağlarım yağmurlarımı.
 
Bakıyorum...
Başımı indirmeden,
Başı aşağıdır göklerin.
Utangaç yıldızların altından geçen
Kızgın dalgalarım dalga geçer
Günahkar feleklerle.
 
Sus! Dinle sen de deryaları,
Duyduğun sessizliğin sesidir,
Bir kere çalınır...ölümüne,
Suskunluk türküsüdür.
 
 
 
 
 
 

( Suskunluk Türküsü başlıklı yazı Huma tarafından 14.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu