Benim de bir
zamanlar oyuncaklarım vardı,
Âlem içinde âlem
yaşardım onlarla ben.
Şimdi
mevsimler kahrı acımasızca kurdu,
Titrek elimde
kaldı gülsüz sayısız diken.
Artık şehrim
içinde oyuncaksız, öksüzüm,
Şiirime
başlarken hüzün yüklü önsözüm.
Telden arabam
her gün öteler getirirdi,
Masal yüklü
dudağım sevdalar anlatırdı.
Dillerim mutlu
olup çığlığı bitirirdi,
Babam zikir
sesiyle gönlümü çınlatırdı.
Artık şehrim
içinde top top yanan bir közüm,
Şiirime
başlarken hüzün yüklü önsözüm.
Sevgi dolu
geceler mısırlar patlatmıyor,
Anamın kınaları
yerle yeksan oldu hep.
Yaz akşamında
elim karpuzlar çatlatmıyor,
Hayalle
döşediğim takvimlerim soldu hep.
Artık şehrim
içinde bahar gelmeyen güzüm,
Şiirime
başlarken hüzün yüklü önsözüm.
Pervane’nin önünde doğmuyor şafakları,
Oyuncaklar
hızlıca robotlaştı durmadan.
Felaketler
okutur gönlümün yaprakları,
Geçti yine
baharım kelebekler kurmadan.
Artık şehrim
içinde umutsuzca bir sözüm
Şiirime
başlarken hüzün yüklü önsözüm.