'' Deprem Oratoryosu'' Gidenlerin Anısına
...
MİNİK KIZ ÇOCUĞU: Anne anne üşüyorum, anne hissedemiyorum sıcaklığını...Sanki bin yıldır bu karanlığın içindeyim. Korkuyorum anne, bu sesler bu çığlıklar içimi ürpertiyor. En büyük çığlık, seninki anne. Anne, anne dokunamıyorum çığlığına ellerimle, soluyamıyorum havanı. Uzaklaşma benden ne olur razıyım, çığlığınla sar beni anne.
BİR ANNE :Çığlıklara teslim olmadan geceleri duyduğum ses, hasretin gözbebeği. Sessiz bir burukluk içinde geçiyor gece, düşüncelerim ağır geliyor. Acı dolu bir avuntuyla titreyen parmaklarımda yalan oluyor yaşananlar… Saatlere karşı direniyorum; şafak sökünce de, sessiz geceyi geçmişe veriyorum.
Sonra, yine gece oluyor. Gece kucağına alıp beni saçlarımı okşuyor. Ne kadar kara kuru cüce varsa şöyle bir dağıtıyor. Sabahın ilk ışığı üzerime düşerken sanki sihirli bir güç yüreğime dokunuyor… Bu gündoğumunda adına yaşamak deniyor. Duygularım, biraz buruk biraz keder kokuyor ve zaman geçmişi anmakla geçiyor. Öfke dolu bakışların hüzün taşan yokluğunda, yeni bir günün karanlık sokaklarında, enkaz yığınlarından arta kalan şehir, bana göz kırpıyor.
...
(
'' Deprem Oratoryosu'' Gidenlerin Anısına başlıklı yazı
fusun--ardic tarafından
1.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.