Yine en sevdiğim cümleleri kuruyordun
Yine merhem oluyordun acılarıma
Her ne varsa kötü olan
Onları unutturacak kadardı cümlelerin
Anlayacağın bugün de
En sevdiğim şeklindeydi cümlelerin
Zararı yok!
Boğazıma dizilsin cümlelerin
Şah damarıma kadar değsin
Daha bir gerçekçi oluyor aşkın
Daha b’aşk’(ç)a
Güneşten yanmış teninin sıcaklığını hissediyorum
Ne varsa emmiş bedenimden, eksiksiz
Aşkmış tenimizde yayılan koku
Dokunmak farz kılınmış
Aşka dokunmanın farzı, sana kılınmış
Aksi halde kabul olmazdı
Hiçbir dudağın dokunuşluğu
Kabul olmazdı aşk sonrasında
Tek tek çekilen hasretler
Adeta bir yolcu edasıyla
Saman sarısı tenimde kayboluyordu parmakların
Bir Rus aksanıyla söylerdi dilin adımı
Kaybolduğumu sandığım zamanlarda
Kendimi yeşil gözlerde bulurdum
Sen…
Dokunuşların açık adresiydin
Alevlerin en koru…
Seni tanımaktan çok,
Yaşardım mavi gecelerde
Kimi zaman yıldızlar eşlik ederdi
Biraz rüzgâr
Belki biraz daha fazla, nefesin…
Sonra mı?
Susardım
Biraz daha çılgınca severdim
Biraz daha hoyrat
Farzı yerine getirir
Dudaklarda acımsı tat olan
Aşkı tadardık…
.::Gökçe ÜSTÜNDAĞ::.