Bir varmış, bir yokmuş,
Yaşanılan çokmuş…
Ebruli masal, suda kaybolmuş.
Hey sevgili!..
Çizebilecek misin içimdeki çiçekleri?
Seslerin sustuğu demde,
Konuşabilir misin benimle…
Hangi yok oluşlarından doğdum,
Varoluşların saklandı mı söyle…
Sevinçlerim başladığı anda,
Neden kopuyor hep film,
Anılar acıtıyor,
Yenik düşüyor kalbim…
Zehir gibi bir oda ve
Yalnız sen…
Neden?
Küflü bir kerpeten,
Ruhunu söker mi bedeninden…
Kafam darmadağın,
Tenhalar büyüyor içimde,
Durmadan…
Maviler bu defa kocaman ,
Yer mavi, gök mavi…
Hadi sal artık beni…
Belki değer uçurtmam sonsuza,
Üşür müyüm acaba…
İstemem tarih de atma,
Gidişime zamanlar yakıştırma…
Çöz şimdi ellerimi senden,
Martılar intihar ediyor bak denizimde,
Hazırım gitmeye…
Şans mı?
Dönmez bizden yana..
Yokluk sırıtıyor yüzümüze,
Ayrılık yazılmış bak ebruli masala.
Ve işte…
Bir varmış, bir yokmuş,