Birbirinden Saklanan İnsanlar
Sevgisizliğin günümüzde tüm dünyayı sardığı, insanların birbirlerine
daha yabancılaştığı çok açık gerçek. Küçük yerlerde, kasabalarda,
köylerde daha dostane, daha sıcak ortamlar hâlâ var. Ancak büyük
kentlerin cadde ve sokaklarında insanlar göz göze gelmiyor hatta
birbirlerinin yüzüne bakmıyor.
İnsanlar arasında sevgi ve
muhabbet yok. Derin ve samimi sevgi insanların ellerinden alınmış
durumda ki bu, insanın ruhunun alınmış olması gibi bir şey. Çünkü kişi
sevgiyi yitirdiğinde geriye kalan nedir?… Bu, insanın içinin boşaldığı,
manevi anlamda tükendiği anlamına geliyor. Oysa her yerde, her ortamda
sevgi, hoşgörü, şefkat ve merhametin esas olması gerekiyor.
Şehirlerin
sokakları birbirini tanımayan, tanımaya da çalışmayan insanlarla dolu.
Birbirleriyle selamlaşmayan, selamlamak da istemeyen; birbirlerini
sevmeyen, sevmeye de çalışmayan insanlar. Birbirleriyle göz göze
gelmeyen, birbirlerinin yüzüne bakmayan, bakmayı da aklına bile
getirmeyen insanlarla dolu. Ancak birbirine bu kadar uzak yaşayan
insanlar, her nedense birbirine bu denli yakın evler yapıyorlar.
Birbirine güven duymayan, birbirine dayanmayan, ortak noktaları olmayan
şehir insanlarının genellikle evlerinin birer duvarı ortak; birbirine
dayanıyor, destek oluyor.
Artık komşu komşunun külüne bile muhtaç
değil mi ne?.. Yan komşunuzun evinde ölüm sessizliği varken bir
diğerinde kutlama yapılıyor, eğleniliyor. Birbirinden haberi olmama
durumunun yanı sıra duyarsızlığı yaşam felsefesi haline getirmiş, kendi
küçük dünyasında yaşayan birçok insan var ayrıca. Hiçbir şeyi düşünmeme
ve yalnızca bulundukları anı yaşama felsefesi üzerine kurdukları bu
yaşam şeklini asla değiştirmek istemiyorlar. Çünkü düşünmek onlara
gerçeklerin kapısını açacak ve sorumluluklarını hatırlatacaktır.
Bu
yabancılaşma yüzünden insanlar birbirlerinin gerçek yüzlerini
bilemiyorlar. Zaten insanlar yüzlerinde birer maske ile ve son
zamanlarda da koyu renkli güneş gözlükleriyle dolaşıyor, kimliklerini,
gözlerini, bakışlarını birbirlerinden saklıyorlar.
İnsanın
kalbinde Allah aşkı olmayınca, çevresine de o aşkıyla bakamıyor. Allah
aşkıyla bakamamak içindeki tutkuyu ve sevgiyi; o muhteşem gücü
kaybetmesine sebep oluyor. Sevgi ve aşkı kaybettiğinde, insanın içinde
korkunç bir boşluk meydana geliyor ve artık yitirilenlerin yerini
sıkıntı, azap, korku, gerginlik, kuşku ve panik alıyor.
Kalbinde
Allah aşkını yoğun yaşayan insan ise gördüğü her güzelliğin farkında ve
tümü için şükrederek, lezzetli bir hayat yaşar. Kaldırdığı her
alışkanlık perdesi, yaşamına güzellik katar. Asıl çabası ise önünde
açılacak o son perdenin arkasının, tükenmesi olmayan güzelliklerle dolu
olması içindir.
Darünnisa
(
Birbirinden Saklanan İnsanlar başlıklı yazı
fuatturker tarafından
13.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.