İman
Allah’ın bir insana iman nasip etmesi, Rabbimizin verdiği en büyük
nimetlerden biri. Ancak bu nimete sahip olmayan insanlar şeytanın ve
dünya hayatının boş aldatmalarına kanarak, Allah’ın rızasını kazanma
amacından tamamen uzak bir hayat yaşarlar.
Bakıldığında bütün
insanların günlük yaşamı ve yaptıkları işler birbirinin aynı gibi
görünür. Ancak aralarında oldukça büyük bir fark vardır. Bu, insan
hayatına dair çok önemli bir gerçektir ve iman etmeyen insanlar bu
gerçeği kavrayamazlar. Söz ettiğim gerçek, Allah’a iman etmenin
inananlar üzerinde oluşturduğu güzelliklerdir.
Gerçek mutluluğu
elde edebilmenin ve kalbin tatmin olmasının tek yolu, Allah’a iman etmek
ve O’nu anmaktır. Bu sırrı Allah, Kuran’da tüm insanlara haber verir;
"... Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur." ( Rad Suresi, 28)
Yaşanan
mutsuzluklardan ve stresten, ancak Allah’ın rahmeti ve kulları
üzerindeki lütfu iyice kavrandığı ve iman ahlakı yaşandığında
kurtulunabilir. Dünya hayatından ancak bu şekilde gerçek anlamda zevk
alınabilir ve güzelliklerin değeri tam olarak anlaşılabilir.
Örneğin;
çimlenen bir tohumda filizlerin yerçekimine ters yönde hareket ederek
güneş ışığına doğru büyümesi, köklerin ise yerçekimine uygun hareket
ederek toprağın içlerine doğru ilerlemesi, yani bir bitkinin iki ayrı
organının birbirine tamamen zıt yönlere doğru büyümeleri oldukça
düşündürücü bir olaydır. Nasıl olup da hem kökler hem de filiz hangi
yöne gideceklerini bilmektedir? Bu arada dallarının kalınlaşıp, su ve
mineralleri yerçekimine rağmen yukarı taşıyacak bir sisteme sahip
olması, hayranlık verici bir olaydır.
Bitkinin kuru dallarından
taze yeşil yapraklar çıkmasında, yaprakların arasından muhteşem
renklerde ve eşsiz kokularda çiçeklerin oluşmasında ve sonrasında insan
için özel yaratılmış meyvelerin büyümesinde heyecan verici bir
olağanüstülük vardır. Allah, eşsiz yaratma sanatıyla, bütün bu mucizeler
için ise, tahta parçası görünümündeki küçücük bir tohumu sebep
kılmıştır. Yaratılmış bu eşsiz güzelliklerin farkına varabilmek için,
bunları takdir edebilecek bir anlayışa sahip olmak gerekir. Bunu gerçek
manasıyla anlayabilecek olan insanlar da sadece iman edenlerdir. Çünkü
iman edenler, gördükleri her detayın Allah’ın eşsiz ve benzersiz yaratma
sanatı olduğunun bilincindedirler.
İman eden bir insanın gün
içindeki yaşantısının, görünüşte diğer insanlardan çok farklı
olmadığından söz etmiştim. Ancak inanan insanın yaşamını farklı kılan,
tüm işlerini Allah’tan korkarak ve vicdanını kullanarak yapmasıdır. O,
her an Allah ile birlikte olduğunu ve gerçekte hoşnut edilmesi gereken
tek varlığın Allah olduğunu bilir. Tüm davranışlarını, yaşam tarzını
Allah’ın rızasını kazanmak amacı ile planlar ve kesin bir bilgiyle
ahirete iman eder. Dünya hayatının yaşanılacak asıl yer olmadığının,
sonsuz ahiret hayatı ile kıyaslandığında çok kısa ve geçici bir süreç
olduğunun bilincindedir.
İman edenler, yaşadıkları imtihan
ortamında zorluk gibi görünen olayların, sadece dünya hayatının bir
parçası olduğunu ve Allah tarafından kendileri için bir hikmetle
yaratıldığını bilirler. Eğer dünya hayatlarını Allah’ın istediği gibi
yaşarlarsa, sonsuz ahiret hayatında Rabbimizin hoşnutluğunu kazanmış
olarak cennette olmayı umarlar. Bu da sonsuz zamanlar boyunca
güzellikler, nimetler ve hepsinin üstünde Allah’ın rızasını kazanmış
olarak yaşamak demektir.
(
İman başlıklı yazı
fuatturker tarafından
14.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.