Yaşlı Sanatçının Vasiyeti
Geçenlerde 40 yıllık bir radyo sanatçısının konuk olduğu bir tv programı
izledim. Çok ilginç diyaloglar yaşandı programda. Bir bölümünü sizlerle
paylaşmak için not aldım.
Programda sunucu, birçok ünlünün şu an
yaşamadığını ama eserleriyle aramızda olduklarını, yaşlanmanın ve bir
gün ölümün kaçınılmaz olduğunu anlatıyor, "yaşlanmak yaşamaktır" diyerek
sözlerini bitiriyor. Sonra soruyor yaşlı sanatçıya; "ölüm ölüm aklınıza
geliyor mu. Ben öldükten sonra sanat dünyası ne durumda olacak diye hiç
düşünüyor musunuz?"
Sanatçı şu cevabı veriyor; "düşünüyorum tabi
ki, ama öldüğümde radyonun önüne getirilmeyi, orada tören yapılmasını
istemiyorum."
Yılların sanatçısı ilginç vasiyetini şöyle
açıklıyor; "öldüğümde beni camiden alsınlar, cenaze arabasına koysunlar.
Yol boyunca ... türküleri çalınsın. Biri bitsin türkünün, diğeri
çalınsın." İstediği türkülerin adlarını da açıklıyor. Hatta bu
vasiyetinde ne denli ciddi olduğunu kanıtlamak istercesine, bunun yazılı
vasiyeti olduğunu da üzerine basarak sözlerine ekliyor.
Düşündüm;
insanlar ölüm konusunu bile dünya hayatına yönelik olarak söz konusu
ediyorlar. Oysa ölüm, insan hayatının en önemli konusu ve tek gerçeği.
Nasıl yaşamış olursa olsun her insan yaşlanıyor, hastalanıyor, belli bir
süre sonra da ölüyor. Ev ne kadar muhteşem de olsa zamanla eskiyip,
yıpranıyor. En son model otomobil çürüyor, parçalanıyor, kullanılmaz
hale geliyor. Makamını, kariyerini insan her an yitirebiliyor.
Çok
tanınmış da olsa insan bir süre sonra unutulup gidiyor. Son yıllarda
hayatını kaybetmiş en tanınmış isimlerin, başbakanların,
politikacıların, sanatçıların, edebiyatçıların adlarından bile söz
edilmiyor.
Allah, insana acizliğini hatırlatacak onlarca özellik
vermiş. İnsanların büyük çoğunluğu sürekli ilaç kullanıyor. Allah, bu
acizlikleri, Kendisini, ölümü ve ahireti düşünmeleri için veriyor.
Sonsuz merhametiyle, dünyaya hırsla bağlanmamaları veriyor bu
acizlikleri ama buna rağmen insanlar düşünemiyor, dünyaya delice
bağlanmanın anlamsızlığını akledemiyorlar.
Uyku ihtiyacı,
yorgunluk ve yaşlılık da insana özel olarak veriliyor. Bu gerçeğin
farkında olmayan, örneğin hastanede kanser tedavisi gören birini
düşünelim. Öylesine gaflette oluyor ki hala orada fabrikasının
hisselerinin ne olacağını düşünüyor. Ölüyor, yakınları nereye gömüleceği
konusunda tartışıyorlar. Mezarının nereye yapılacağı ya da hangi
malzemeden, nasıl bir mezar yaptırılacağı ile ilgili karar veremiyorlar.
Oysa toprağın altındaki insan için mezarının manzarasının ya da
gösterişli olup olmamasının ne önemi var?
İnsan, zavallılığına
ve aczine rağmen -haşa- kendince ölüme meydan okumaya kalkıyor. Bunca
aczine rağmen insanın, ölümü ve ahireti düşünmemesi ne kadar akılsızca.
Aklını kullanıp düşünen insan ise aczini gördükçe Allah yakınlaşıyor.
Aczi onu Allah’a daha çok bağlıyor.
Dünya hayatındaki eksiklik
ve acizlikler, güzel şeylerin var olmadığı anlamına gelmiyor şüphesiz.
Dünyada insana Cennet’i hatırlatacak pek çok güzel nimet var. Ancak
güzelliklerin yanı sıra Cehennem’e ait çirkinlikler de bulunuyor.
İmtihan mekanı olması nedeniyle Cennet ve Cehennem’e ait özellikler
dünyada bir arada. Bu hikmetli yaratılış, Cennet ve Cehennem hakkında
fikir edinmemiz ve geçici dünya hayatına kendimizi kaptırmak yerine,
gerçek ve sonsuz yaşam olan ahirete yönelmemiz için. Gerçek ve sonsuz
yurt ahiret çünkü.
O halde yapmamız gereken, gerçekleri fark
ettiğimizde hiç vakit yitirmeden, yıkıma götüren yoldan dönmek, Allah’a
teslim olmak. Önemli olan yalnızca Allah’ın hoşnutluğu için yapıp
ettiklerimiz. Dünyada sahip olduğumuz her şeyin ardımızda kalacağını,
birlikte götüreceğimiz tek şeyin, inancımız ya da inançsızlığımız
olduğunu unutup aldanmayalım.
"Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah’ın vaadi haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın..." (Fatır Suresi, 5)
(
Yaşlı Sanatçının Vasiyeti başlıklı yazı
fuatturker tarafından
11.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.