Yağmur damlaları düşer de arasından

  Kara bulutların çisil çisil, parlayan

  Okunur adın âyet âyet her zerrede

  Döşer rûh iklîmini rengârenk ve yepyeni.

  Dök merhametini gönlüme Rabb'im

  Dindir ne olur şer gecelerini.

  Ve, kavuştur ayla güneşi

  Haz sabahlarının arzûsuna.

  Dalmadan gaflet uykusuna

  Ayılt beni!

 

  Bir siyah zeytin tanesi umutlarımda

  Bir hurmanın şükrüne yâr olayım.

  Her dem, Rabb'im, tâzelenen kâinatında

  Lütfuna, ihsânına âyar olayım!

 

  Bu çokluk ummânında, kaynaşan yıldızlarda

  Gündoğumlarında sahra sahra

  Hep ışıklı vâdilerde hayra

  Oluk oluk, nehir nehir akıt beni!

 

  Zamansız ve mekânsızlığına

  Sığınak et kalbimi.

  Mademki herbir yerde Sen varsın

  Sarsın, merhametten  katmer katmer bulut, beni;

  Umut, beni!

 

  Uzak ve yakın bütün kâinat tiril tiril...

  Biter mi arzûlar istemekle; elde değil!

  Bellidir kalbe her dokunuşları

  Ha baş ucunda cümle âlemin ebabil kuşları

  Ha tükenmişlikte tahayyülüm

  Secdede ömrüm

  İki büklüm!

 

  Tevhîde giden yollarda ışıldaklar

  Alnımı dayasam, dayanmaz!

  Nasıl kaynarsa su, işte öyle kaynarım.

  Çepeçevre sarar etrafı kıvılcımlarım.

  Senden gelen ne varsa Rabb'im

  Elbette kabûlüm!

 

  Ben, boşlukları bilemem.

  Sonsuzluklarda yüzemez ki, aklım!

  Nasıl yalpalarsa bir kırık kanatlı kuş

  Yokuşlarda öyle yalpalarım!

  Kimseli-kimsesiz yalnızlıklarda

  Hep, Seni sayıklarım

  Rabb'im

  Hep, Seni sayıklarım!

 

  Bilseler, anlasalar, duysalar: Duyduğumu, gördüğümü...

  Çıkarıp fırlatsalar bu yüreği...Sâhipsiz!

  Bir çile yumağı olmuş beynim başsız-dipsiz!

  Rabb'im, gönlüm çelişkiler kördüğümü!

 

  Biliyorum, nihâyet sönüp gidecek bir mumum.

  Sabrın berraklığında acı sular içmek zor.

  Sanki göğsüm üstünde binlerce meteor

  Onları taşımaya mahkûmum!

 

  Günah ve tövbe sırlarını çözmek ilmek ilmek;

  Kir... Ve yunak! Binlerce havuz önümde.

  Urganlarla sarınmışlıktan çözülmek

  Sensiz olmuyor Rabb'im, Sensiz olmuyor

  Bütün olmazların karşısına dikilmek.

  Olmazların pas'ı kindir

  Ne olur Rabb'im kine darılt beni!

 

  Harabe gönlüm, süslü konaklarda gezsin isterim.

  Yıkıntı ve süslü konaklar nasıl bulunur yanyana!

  Ellerimi boşlukta gezdirdim yıllar yılı,

  Gönlümü astım sonsuz zamana!

 

  Hıçkırık mı desem, ağlayış mı, hezeyân mı?

  Bir göğüs daralması, binbir başdönmesi mi?

  Alevler sarmışcasına dört tarafımı

  Kimselere duyuramıyorum sesimi

  Ne olur Rabb'im, söndür beni!

 

  Bütün yönelişler ve yönelişlerim Sanadır.

  Dinmeyen bir hasretin çektirdiği sızı var bende.

  Sular taştığında, şimşekler çaktığında,

  Kavurduğunda civarı bir ateş

  Ve müthiş bir kasırga estiğinde,

  Dönüşü gibi tomurcukların ışığa,

  Bahar yağmurlarının buğu buğu yükselişi gibi

  Ve, hep bebek ağlayışlarında aradığım

  O müthiş sırrınla her dem tâzelenen

  O gürül gürül gülücüklerle

  Merhametli Rabb'im ne olur

  Güldür beni!

 

  Ak zambaklar, güller, ıtırlar, karanfiller...

  İstemem, istemem hiçbirini; haz isterim!

  O yollar, Rabb'im asıl değiller

  Ne olur, asıla döndür beni!

 

  Sâdece Seni anayım önümde seccâde.

  Kâh bir kilim, bir çimen, kâh bir ova uzayıp giden.

  Dokunmasın yılana, çıyana, akrebe...

  Ne rûhum, ne de bu beden.

  Gökten yere, yerden göğe her şey Sana âmâde

  Ve, hep umutlu mutluluklara gebe.

  Bir duvak arzûsuyla ak kefene sardırt beni!

 

  Vargücümle koştuğum yollarda durak yok.

  Vargücümle koştuğum yollarda durmak yok.

  Alabildiğine mesafeler, olabildiğince menzil;

  Yok; yok!

 

  Sessizlik duyarlığında en kıvamlı kımıldanış.

  Sevgi-korku âhengini yaşamalı rûh.

  Sanki kopup geliyor peşimden muzdarip bir gürûh!

  Ve, yılmak bilmez bir irâdeyle mahçup uyanış.

  Hep, Sanadır Rabb'im, hep Sanadır

  Sanadır yalvarış!    

  

  Bengisudur ezberimde yaratılış maksadım.

  Neyim var ki tutunacak Senden başka?

  Nasılsa, öyle kul eyle beni, fıtratım.

  Ateşin, suyla iyi bilirim söndüğünü

  Fânî hayatın buldur bana hakikî  göğünü

  Yetmiyor tâkatim!

 

  Halka halkadır zaman dönemeçlerinde

  Amentü'nün berrak ümitli şafakları.

  Ve, kul hürlüğünün şanlı bayrakları,

  Altın göğün aydınlığında;

  Kaç bin mislidir mükâfatta merhametin...

  Kaç bin misidir duâlı dudaklarda rahmetin...

  Bir kuşun ötüşünde, bir karıncanın yürüyüşünde

  Doğuşunda güneşin...Ve, her zerreyi yaradışında

  Suda balığı yüzdürüşünde, havada uçuruşunda kuşu

  Ve, herbir oluşu

  " Ol !  " deyip oldurmaktaki hikmetin!

 

  Zaman haritaları hep zikrinle donanmış

  Kelimede, rakamda saklı sonsuz varlığın.

  Hesabı, idrâkleri çatlatan sır âlemi;

  Sırrı, hesaba sığmayan idrâk

  Ve, ey Hakikî Mutlak:

  Hep şükründe kalmayı lütfeyle

  E mi !

 

  En güzel yarattığın insan

  Bir damla sudur.

  Kupkuru bir tohumun

  Filizlenmek: Muştusudur!

  Türlü türlü çiçeğin, türlü türlü kokusu Sendedir.

  Ne olur Rabb'im bağlama basiretimi!

 

  Bu ayrı renkler, bu ayrı lisânlar hep rızândandır.

  İnsan olmak dulgusu fikirlerin en güzeli!

  Ve; renksiz, kokusuz ve korkusuz sevmek insanları:

  Duyguların en mükemmeli.

  Rabb'im, biliyorsun elbet niyetimi!

 

  Sımsıcak, kupkuru bir çölde

  İçimde hep o sır.

  Aşk: Durulanmaktır şükür ocağında.

  Dost sığınağıdır, îmân azığıdır, sabır!

 

  Bu sabırla ektiğin tefekkür tarlasını

  Ve, tevekküllerin en hasını

  Sun ki, gönüller şenlensin birer birer

  Adını zikreden herbir eser

  Yaşasın kendi nefsinde asılın dehâsını!

 

  Her sabah gün ışığı sükûnet alevimdir.

  Hicran da olsa burda, elbette, evimdir.

  Belirdikçe şuûrumda mırıldanışlar

  Sevmek, sevilmekle müsâvîdir.

 

  Dünyâ bir fânûs, ulaşmak zor güneşe.

  Dağları çıkmak, bulutları aşmak zor.

  Bu kalb kıpır kıpır, yerinde hiç durmuyor.

  Al, ey cümle kalblerin hekimi

  Sükûnet ülkesinde sükûnete kavuştur

  Güneşe eş olmak isteyen bu kalbimi.

  Çünkü, Sensin bütün âlemlerin hâkimi!

 

  Sanki bir mızrak acısı var içimde yıldırım düşmesi.

  Bütün uyanışlar bir dehşet tablosu gibi karşımda.

  Bilemem umutlar niçin boyun bükerler zulme.

  Demeliyim, biliyorum, herkese ve kendime:

  Asla!

  Asla ve asla üzülme!

  Hangi yük olursa olsun elbette çekerim!

  Çünkü: Sensin Rahîm!

  Çünkü: Sensin Kerîm!

 

M.Hâlistin KUKUL

( Yalvarış / Münâcât başlıklı yazı HalistinKukul tarafından 29.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu