PANORAMA
-1-
Lâcivert pantol-ceket;
Dert küpü hep, memleket!
El üstünde tutulur;
Buram buram siyâset!
Mazlûm, hakkı peşinde;
Kaatile hürriyet!
Çocuksuz babaların,
Dillerinde zürriyet!
Ana, konkene dalmış;
Kızı tâlimde rulet!
Meydan meydan geziyor;
Alay alay sefâlet!
Adâleti boğuyor,
Adâletsiz adâlet!
Derlerdi, inanırdık:
" Sözüm söz, sözüm senet!"
İlimsizlik altında,
Çökmektedir cemiyet!
Kalemle işleniyor,
Şimdilerde cinâyet!
San'atta asâlete,
Müstehcenlik çekti set!
Kanal kanal akıyor,
Ekranlarda cehâlet!
Fakîr; mes'ut, bir kilo,
Eve getirirse, et!
Giyinmek değil asla,
Soyunmak tek mârifet!
Yapanın yanına kâr,
İsteyen öder diyet!
Satılık değil alsın,
Vitrinlerde fazîlet!
Oğlan, pipo tüttürür;
Kızın ağzında ciklet!
Kalmadı hânelerde,
Eski bolluk-bereket!
Filimler; içki-kumar,
Zinâ, riyâ, rezâlet!
Fikir ne, belli değil;
Nedir hakikî niyet!
Hey gidi şanlı mâzî!
Devlet-i ebed müddet!
Doğru-yanlış her şeye:
- Başım üstüne! Emret!
Tu kaka, Büyük Şâir;
Rağbette hâin sûret!
Uşağın uşakları,
Arasında rekabet!
İşte burada saklı,
Dostlar gerçek garâbet!
Suskun koskoca gençlik;
Suskun koca bir millet!
Ahmed Yesevî, Yûnus,
Sâdece lâfta: Cinnet!
Rotamız hangi yönde?
Kaptansız mı bu devlet?
Titre, artık dünyâyı
Gerçek dünyâya benzet!
Kokteyller gece gündüz,
Dâvet üstüne dâvet!
Doğranırken Müslüman,
Safsata: Medeniyet!
Kültürsüzlük kültürü,
Doğurmakta felâket!
Ur değil kesip atsan;
Öyle kök salmış meret!
Uyuşmuş sanki herkes,
Bir tuhaf ekseriyet!
Neyin hesabındayız?
Ne için mal-mülk-servet!
Kalpazanlar başa taç;
Hakikat ağlar: Zillet!
Salla baş, al maaşı:
-Evet efendim, evet!
Ev, sokak ve caddede,
Menfîde hep hareket!
Hak mı istedi mağdur,
Tepesinde bin roket!
Uzaktan kumandalı,
Âcîzlikte dirâyet!
Dürüst, beklerken saf saf,
Vurguncularda zimmet!
Hümanist kafalarda,
Fuzûlî şey, hamâset!
Lâcivert pantol-ceket;
Dert küpü hep, memleket!
1993
PANORAMA
-2-
Bu millete kefiller,
Anlı-şanlı vekiller!
Halktan almışlar reyi;
Ellerde karanfiller!
Düşüyor yalap yalap,
Alınlara kâküller!
Geziyor ortalıkta,
Koskoca semiz filler!
Sorulmuyor hesaplar;
Bilinmiyor âmiller!
Kuşatıldık dört yandan;
Durmuyor hiç mahfiller!
Çalınıyor durmadan,
Bir sürü kaba ziller!
Sıra sıra bekliyor,
Yeni olacak iller1
Elinde deyyûsların,
Çuvaldız gibi miller!
Kalblerde haset ve kin;
Yüzlerde kara çiller!
İmârda çok avâre;
Yıkmada pek âciller!
Yiyene dur diyen yok;
Hep kaybolmuş deliller!
Ecnebî kültürünün,
Kıskacında nesiller!
Özelleştirme bitsin;
Bitsin haksız aziller!
Köylü ve yetim için,
Yetki alsın âdiller!
Bölünmesin memleket:
Garipler ve asîller!
Bize ilim satmasın,
Âlim diye câhiller!
Gerçek san'at içinden,
Süpürülsün zibiller!
Atılsın bilmeyenler;
Başa geçsin ehiller!
Millî olalım, millî!
Dize gelsin gafiller!
Barışmıyor bir türlü,
Habiller'le Kabiller!
Nerededir Sakarya?
Nerde Tunalar, Niller?
En sâhilli diyârda,
Yok satıyor sâhiller!
Niçin yakalanmıyor,
Eli kanlı fâiller!
İster mi kalkınalım,
Aşağılık bahiller!
Kahraman diye niçin,
Dolaşıyor goriller?
Artık dayanmaz oldu,
Gözyaşına mendiller!
Kalksın, yeter diyoruz,
Şu anlamsız torpiller!
Yiye yiye çatladı,
Koca koca variller!
Oynanmasın ülkemde,
Yeni yeni sefiller!
Edilmesin baş tâcı,
Ayyaş ve kaatiller!
Niye söz sâhibidir,
Çağ artığı fosiller?
Gönül huzuru ile,
Ecdâdı ansın diller!
Artık cereyân versin,
Gönüllerdeki piller!
Işıtsın karanlığı,
En hakikî kandiller!
M.Hâlistin KUKUL