’’Uzat
ellerini sevgilim bana, uyusun kederlerim göğsünde bu gece.
Sabahları beni seyredişin geliyor aklıma, kim bilir kaç dakika açamıyorum
gözlerimi.
Ya yoksa hayalin de yanı başımda’’ Yasemin Göksel*
______________________________________________________________________________
Güneş bile korkup
Saklanır
Bütün renkler siyahtır
karanlıkta…
Renksiz bir dünyada
yaşamak
Alın, yeşilin, mavinin,
morun olmadığı
Düşlere pranga
vurulup,
Hayallerin bile gün
ışığına çıkmasının yasak olduğu bir yerde
Sürülmüş bir bedenin
Nefes alırken çektiği
ızdırap
Nedir bilir misin?
Karanlıklardayım Asmin…
Çıkar…
Başkentin hazan yapraklarını savurduğu
Kalabalık bir otobüs durağında
Mıh gibi seçip saplanmıştı sana gözlerim…
Bir Yıldırım düşmüştü yüreğime…
Kasım yağmurlarının yaramazlık yaptığı bir parkta
Yağmur damlasını öpmüştük
Dudaklarımız ilk dokunduğunda.
Kaç kez hüküm giyer
insan
Kaç kere infaz edilir
bir suçtan
Çıkar sensizliğin
müebbet inden
Sürgün et çöllerinde…
Ölüyorum Asmin susuzluğundan…
İçim acıyor
Denizinden gelen dalgalarla dertleşirken
Kutup yıldızı şahitti sancılarıma
Kirpiklerimden süzülürken sen
Avuçlarımla tutup
Yüreğimi yıkadım defalarca
Arınmak için sevginden
Seni senle çıkarmak istedim göğsümden…
Vur beni tekrar gözlerinle
Kurtar acılardan
Azat et ne olur
Çürüyor beden
Al yeniden hayat ver!
Yeter bu işkence
Son bulsun çilem…
Ah Asmin…
Sesin,
Ellerin,
Gözlerin değil miydi
can veren?
Cezamdı sensizlik
Çektim…
Affet artık
El ver!
Unuttum tüm renkleri,
Geri ver!
Gözlerimi yumsam da sana her gece
Şahidim olsun ki bu şehir
Sen
Sessiz gecelerimin gürültüsü
Bunu
Bilmeyeceksin…
Kapanmadıkça üzerime bir avuç toprak örtü…
Dilimden
Aşk sözcükleri
Artık dinlemeyeceksin,
Git…
Buz olmuş gözlerinde
Bitmeli, bitti derken
Karanlık bir dünyaya mahkûm etmiştin beni
Şimdi
O renksiz dünyada
Sende yaşa bensiz kaderini…
Yüreğimin mahzenin de
yıllanmış sevdam…
Çiğneyip ezsen de
Bu kadar senle
doluyken
Islık kalır bunlar
bende
Siyah beyaz renksiz
dünyamda
Dilimde adını
susturamazsın…
Çarp kapıları
Ez geç üzerimden
Ölsem mezarımdan
duyulur ismin…
Asmin,Asmin,Asmin…..
Çok zaman oldu, az zamandı…
Bugün seni son görmemden bu yana sekiz, ebediyen gidişin ise altıncı ayını doldurdu…