Camdan Kalpler 2.Bölüm 


Ve.... Sevgili Nazın korktuğu başına gelmiştir artık.

Hani her öykü  veya filmlerde kötüler vardır ya, burada ki kötü kalp ne yazık ki, bir ikinci Şahıs değildir, Serdarın anne annesidir. Nazın iş yerine kadar giderek! 

- Torunumun işi yok gücü yok, hem sen ondan yaşça oldukça büyüksün, bu evlilik kat'iyen olmaz, olamaz! 

Kıza fena halde kızarak onay asla vermiyorum derken kızın elleri ve ayakları bir birine karışıp ne yapacağını şaşırmış.Evliliğinize onayımız olmadığı gibi, bir de Serdar şeker hastası evlenme olasılığınız, tümüyle ortadan kalkıyor. Çünkü ona evlilik yasak demiş. Şayet; evlenirse ölecek ve Serdar bunları bilmiyor. Serdarın anne annesinin ses tonu o kadar soğukmuş ki, Naz kendisini o an boğuluyor gibi hissetmiş. Genç kız sanki bir kabahat işlemişcesine boncuk boncuk yaşlar akıtıyormuş, 

Serdarın kıyamadan baktığı gözlerinden. Nereden seni sevdim der gibi, sitem ediyormuş kendi kendine. Kadın kızgın, kadın öfkeli, ölecek biriyle de, izdivaç etmeyi düşünmüyorsundur her halde değil mi? Umarım bu kadar da cahil değilsindir, diye arka arkaya sözcükleri, kelimeleri bir biri ardına sıralıyormuş. Doktorumuza rüşvet verdik, konuşmayacak bu konuda da, Serdar çabuk yorulan bir genç sor istersen, biz onu çalıştırmıyoruz bile! 

Evet Serdar başka yerde çalışmıyormuş, 

Boş vaktinin çok olduğundan dolayı Nazın üzerine oldukça fazla düşüyormuş sevgilisi. Ama keşkeler de ardı ardına gelmeye başlamış.Keşke Serdarım çalışsaydı, bu kadar sıklıkla beraber olamazdık, ama gücümüz olurdu hiç olmazsa diye düşünmeye başlamış, ve git gide de omuzları düşmeye başlamış cici kızın. Rüya mı bu diye düşünmeye başlamışken; Kendini bilmez ukala anneannenin sesiyle irkilmiş yeniden; - Sen ne yaptın da, Bu çocuk seni her gün işten alıp evinin caddesine kadar götürüyor, hadi bundan geçtim, sabahın köründe bir saatlik yolu senin için nasıl yürüyor.

Biz Serdarın harçlığını dahi kesmiştik, sana gelmemesi için yine de vazgeçiremedik, neymişsin sen ! Naz şaşkın Naz ağlamaklı, Naz bizim sevgimiz masumane dedikçe, kadın biraz daha terbiyesizleşerek, Hangi para ile evleneceksiniz ! Sorarım size? Yoksa iç güveysi mi alacaksınız küçük Serdarı? Demeye gidecek kadar kızı üzüp terbiyesizleşiyormuş.

Bu kadının söylediklerini canım annem duysa; beni hafif bir kız gibi düşünür diyormuş içten içe. Naz ise yerin dibine giriyordu kadın konuştukça! Ne yapmışlardı ki? Sorunun cevabını veremiyordu kendine. Masumdu aşkları sevgileri,şeytani duyguları yoktu ki.Naz kendince; karşılıklı konuşulanları analiz ediyordu, bir kez kadından nefret etmişti, anneanne ise hala bozuk plak gibi ve baskın bir ses tonu ile!Seni bir daha uyarmam, Serdarın ne babası ne annesi ne de ben asla ve kata evlenmenize razı değiliz.Bu dünyadan göçecek torunum; yeter sen neyin peşindesin! Torunumu  asker olarak bile göremeyeceğiz, askere bile gidemeyecek.

Naz tüm bu alçaltıcı konuşmaları benim ailem duymuş olsa, siz benim pabucumu dahi alamazsınız demeyi, dırdırcı kadının ses tırmalayan yüzüne haykırmayı nasılda istiyormuş ama! Seviyorum Allah'ım seviyorum diyormuş yüreğinin derinlerinden.Serdarın babası subay ve oğlu askere gidemeyecek, bu sözcükler kızın dimağında ha bire dönüp duruyormuş. Benimle evlendiğinde ölecek öyle mi ! Hayır bu olamaz diye isyan ediyormuş bir yandan da lal çığlığı yüreğinde olan nazlı Naz.Hain anneanne son söz olarak da, senden önce biri daha vardı, dememiş mi. Ama Naz bunu Serdardan farklı bir şekilde duymuş o zamanlar. Kadın konuşmasını sürdürüyormuş; evlendi başkasıyla ondan da  böylece kurtulmuştuk olduk geri zekalıdan. Bu farklı anlatım Nazı bayağı üzmüş. Nihayetinde yanlarında Serdar olmadığından, doğruluk derecesi neydi elbette bilememiş. Bir insanın psikolojisi bu kadar kısa zamanda değişebilir miydi diyormuş kendi kendine. Anneanne otoriter bir kadın, biz evlensek bile ! Allah korusun, ben ne düşünüyorum ya! Allah'ım yardım et demeye başlamış yeniden.

.Nazın dünyası bir kez daha başına yıkılmıştı, demek, evlenmiş olsalardı sonları ayrılık mı olacaktı! Naz ne kadar da acizdi, yanlış yapamayacak kadar da korkak. Düşündü birden, acizim evet ama korkak değilim deyip  ağlamaya başladı, hem de ne ağlamak. Serdar ona kaçmayı teklif etmiş o dönemler, kaçmak büyük bir acizlik, aynı zamanda da bir cesaret işiymiş. Ama Serdarı kaybedeceğini bilse de; hayır diyecek kadar kararlıymış.

Bu gurur kırıcı bir durum, annem ve babam bunu hakketmek için ne yaptılar ki! Peki, ya sülale onlar annemi ve babamı dışlarlar diye düşünüyor ve olmaz demiş sevdiğine. Naz bizim kitabımızda; kaçmak diye bir kelime ibaresi yok demiş, Sevgili Serdarına kesin ve net olarak !Annesi de ikide bir! Bak kızım otu çeker köküne bakarlar, kim sevdiğin? Tamam Serdar olmaya Serdar da kim ? Naz annesine durumları birazda olsa çıtlatmış!

 Annesi de; yavrum biz kendini bilenlerle muhatap olmak isteriz, ailesi seni istemiyor da sanki bizim rızamız olacak mı bakalım ? demez mi! Burukluğu artıyormuş annesi konuştukça. Yanlış yapamazdı ebeveynlerine. Kaçamayacak kadar gururlu bir kızdı Naz.

Annesi besbelli babasına bir şeyler söylemiş ki; iki ara bir dere de, gel bakalım kızım, sülalesi nasıl temiz mi bakalım? Deyip deyip duruyormuş. Ne yapmalı ve nereye gitmeliydi ? Damdan düşer gibi sözcüklerin ardı arkası nasılda geliyor, offf baba ya diyecek kadar olmuş canı sıkılan kız. Ev de bir türlü, iş yerin de ise bir başka türlüydü. Hesap kitap işlerinde, ya da yaptığı her hangi bir işe hiç adapte olamıyor, Serdarı düşünmekten çalışmalarında konsantre bozukluğu yaşıyormuş kız.

Durumu bu iş yerinden uyarı alacak kadar vahimleşmiş giderek, hele son günlerdeki aşırı duygusal halleri. Annesinin gözünden ise nasıl kaça bilirdi ki? Sevgili annesi her zamanda kızına destek oluyordu. Ona; hakkına her zaman, ne hayırlı olacak ise, onu dile; ya Serdarın ailesi seni üzerse ne olacak?  Biz ne yaparız, o kendi ailesinin göz bebeği, ya sen? Sen de bizim göz bebeğimiz değil misin? Annesi üzüntüsünü belli etmese de çok üzülüyormuş kızının durumuna. Ellerini yalvararak açıp, ey Allah'ım, herkes yavrusunu düşünür elbet, ama bu iş bana hayırlı gelmiyor dediğinde! İstemiyorsunuz istemiyorsunuz işte diyerek hastalanmış o gece, ertesi gün işe gitmemiş, gün boyu göz yaşlarıyla cebelleşmiş anneciğini de üzerek. Annesi ne zaman konuşacak olsa sırtını dönüp ağlıyormuş, Annesi ise, seni ezerler yine sen kimi istiyorsan o olsun ama çocuğun hastalığını kaldıra bilecek misin, her gün ensülin vurabilecek misin? Anne yüreğiydi işte,  haklı olarak da gün boyu bunları deyip durmuş.

2. Bölümün sonu..

 

( Camdan Kalpler...2. Bölüm başlıklı yazı GülsenTunçka tarafından 27.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu