Camdan Kalpler 3. Bölüm
Bu böyle devam edemezdi, meğer sevmek ne büyük bir sanatmış, böyle dermiş atalar, böyle yazarmış gazete ve mecmualar,
Naz es geçermiş bu tür yazıları okumaya. Ta ki, başına gelene kadar! O sıralarda iş yerine gelen 60 yaşlarındaki zarif bir hanım;
Oğlu için Naza talip çıkmış ve müdür beyle konuşarak; -Nazın bir takıntısı olup olmadığını sormuş, müdür tecrübesini kullanarak;
- Bunu hanım kızımızla siz konuşup öğrenin demiş. Konuşmaları için kıza yarım saat izin vermiş. Hanımefendi söze girmiş tabi,
isminin Saliha, oğlunun doktor olduğunu gelininin trafik kazasından vefatını dört yaşında bir kız torunu
olduğunu, kendisinin bir ayağının çukurda olduğunu, bir çırpıda anlatıvermiş. Oğlumu da sık sık iş yerinize, ben gönderiyordum. Evladım bir sevdiğin var mı?
Dediğinde Naz yine inci tanelerini göz pınarlarından istemesede süzülmüş. Saliha teyze görmüş geçirmiş, hali vakti yerinde anlayışlı bir
hanımmış, kızın ellerlini avuçlarının içine alarak; tamam evladım ben anladım anlayacağımı, sevdiğin olmasaydı bile , ailen kabul eder miydi bu da bilinmez ya!
Beni yalnış anlama, oğlumun çevresi geniş, tahsil değil onun aradığı, diyelimki tahsil; dışarıdan üniversite sınavlarına girersin,
çevre baskısı elbet olacaktır, eşi doktor, ama kadın ortaokul veya liseli diyerek, bu her kesimde, ne yazıktır ki ukalaca olur. tasa edilecek bir durum değil
ben senin hal ve hareketlerini ağırlığını aydınlık yüzünü sevdim demiş. Hem nice kendini yetiştirenler biliyorum, mesela ben,
bizim zamanımızda okumak daha zordu, buna rağmen öğretmen okulunu kazandığım halde, evlendiğimden dolayı hiç başlamadan bitti okul hayatım lakin,
elimden bu yaşıma kadarda kitap hiç düşmedi ve düşmeyecekte can kızım. Aklımdayken, torunum için endişeye mahal yok, benim elim her zaman ömrüm var olduğunca
torunumun üzerinde olur ebeveynlerin bundan emin olsun. Ümidinin pek olmadığını, yinede evde ailen ile konuş, dediğini söylemiş.
Ah yavrum ne kadar sevmişsin nedir bu göz yaşların, annen görmüş olsa seninle birkikte ağlardı eminim, bu yaşların beni;
oğlumu istememe yönünü bariz kılıp beni korkutuyor ama şansımızı deneyelim diyorum ne desin deyip tebessümle kızın yanağını sevip öpmüş.
Eve gittiğinde, konuşulanların tümünü atlamadan anlatmış Naz. Bu anlatılanlardan sonra, babası ve annesi; - Aman ne iyi, kızımız birde çocuk bakacak,
her boyayı boyadık, bir fıstık yeşilimiz eksikdi demişler, yani olmaz dediklerinde; Naz sanki bende dünden gönüllüymüşüm gibi
beni paylıyorsunuz deyince, babası kızına bakarak; -Git yüzünü yıka, açıl biraz, yanıma gel demiş şevkatle.
Önce baba kız, sarılırlar birbirlerine, kaldır başını deyince, yine bir hüzün dalgası başlar aralarında.
Babası; Doktor ya da başka biri, bu evliliğe onay veremeyiz, ne yani 2o yaşındaki genç bir kız, başkasının çocuğuna nasıl mürebbiyelik yapar
sorarım sana ? Annesi iyi olabilir, ama onunla evlenmeyeceksin ki, oğlu ile evleneceksin! Saliha teyzesine haber vererek bu işin olmayacağını
haber vermeliydi, kalbinde iri badem gözlü olan bir yari varken! Saliha teyzesi oğlunu göndermeden, bu sefer doktor bey kendisi
gelmiş ama! Naz sormuş iç sesine; Aslolan sadece yakışıklı olmak değildi ki. İki erkekte yakışıklı biri olgun, kariyer sahibi ama çocuklu, birde saygılı
ama seveceğini sanmadığı, sevemeyeceği! Diğeri canı gibi sevdiği karizmatik, mesleği pek olmayan, tahsili ve variyetiyle birlikte yumuşacık bir yürekle
birlikte cadı gibi bir anneanne! Anne ve babası, kızım sana doğrusu elbet denk gelir sadece bekle deselerde Nazın kulakları sağır olup duymazmış bile.
Serdarın baterist olduğunu duyduklarında anne ve babası bula bula davulcuyu mu buldun dediklerinde! İşte tek buna gülmüş nazlı kız.
İyi tamam doktor senden kat be kat tahsilli, ama olmaz, seni el bebek gül bebek yetiştirdik, onlar torunlarına bakıcı arıyor olamazlar mı?
Tabiri caizse, kuzusu olanla olmaz kızım, aklını başına al, ileri ki zamanda bir çocuğunuz olduğunda, üvey olan doktorun ilk kızına
eşin olacak bey ne kadar anlayışlı olursa olsun, aranıza çocuk yüzünden kara kedi girecektir demiş.
bakış ve davranış açın değişe bilir, nihayetinde doktorun ilk kızı senin üvey çocuğun olacak. Of demiş kız sıkıldım inanın sanki
evlenmek için can atıyorum ya, Saliha hanım teyzeyle sadece aramızda olan konuşmaları size aktardım, gözüm mü var, tabi ki hayır!
Serdara ne oldu, ne zaman istemeye gelecekler, yoksa bitti mi? - Allah'ım dedi Naz birde evdekiler böyle demiyorlar mı? Ayrılsak millet adeta bayram yapacak!
Evde ara sıra soğuk bir rüzgar esse de; annesi ve babası az buçuk durumu bildiklerinden, daha bir yakın davranış içerisindelerdi.
Naz ne yapacağını ve nasıl bir davranış sergileyeceğini, kafasını nasıl boşaltacağını bilemiyorken!
3. Bölümün sonu..