Bin yetmiş bir yılının ağustos ayı,
Güneşli bir cuma sabahı,
Yüz binlerce atlının kaynaştığı,
Malazgirt ovası..
Türk'ün şanlı tarihine altın harflerle yazılan;
Kanlı bir savaşa sahne olacaktı.
Saf saf dizilmişti Türk atlıları..
Tepelerindeki kızgın güneşin parlak ışıklarıyla,
Altın sarısı kıvılcımlar saçıyorlardı,
Çelik tolgaları, ak tuğları..
Alparslan nam bir sultandı başbuğları,
Hepsinin yüreği imanla dolu,
Zafer aşkıyla yanıyorlardı.
Apak giysilere bürünmüş Alparslan;
Ardına bile bakmadan,
Yalın kılıç meydana atılırken,
Haykırdı kükreyen bir sesle;
"Beni ve dinini seven ardımdan gelsin!" diye.
Çok geçmeden bir toz bulutu gibi;
Eridi, dağıldı ve yok oldu,
Büyük Doğu Roma orduları..
Tutsak edildi ümitleri kırılmış,
Hayalperest imparatorları.
Huzura getirilen yenik imparator,
Bitkin bir halde yere diz çöktü,
Bin bir acıyla kıvrandığı,
Gözlerinden okunuyordu..
İpeklilerle çevrili sultan otağı,
Kısa bir an sessizlikle doldu,
Sineklerin vızıltıları duyuluyordu.
Sultanlar sultanı Alparslan'ın gür sesi;
Yankılandı otağda,
"Bağışladım seni!" dedi,
Büyük bir alicenaplıkla..
Sevinçle doldu, yenik imparatorun,
Korku dolu gözleri..
Türk'ün büyüklüğüne örnekle,
Son bulmuştu Malazgirt zaferi.
Engeller duramazdı artık,
Bir sel gibi akan Türklerin önünde;
Anadolu'nun altın kapıları,
Açılmıştı bir kere,
Malazgirt zaferiyle.
Y. Beyindik
(
Malazgirt Zaferi başlıklı yazı
y.beyindik tarafından
27.08.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.