Âvizem süzgün durup, candan cevâhir almasın;

Yerde hicran, gökte hüsran, köşkte fettan kalmasın.

Çeşmelerden kanlı yaşlar çağlayıp can yakmasın;

Dağda sümbül, bağda bülbül, canda al gül solmasın.

Zergerim sersin nakışlar, neylerim dert yığmasın;

Mihri özden, dehri közden, nehri sözden çalmasın.

Nûru zerk etsin şafaklar, şehre mâtem dökmesin;

Kahrı cânân, bağrı zindan, zârı destan kılmasın.

Çağlasın hikmetlerim, mehtap hüzünler çekmesin;

Gönle kasvet, kalbe hasret, câna gurbet salmasın.

 

Rabbimiz serdirmesin hiç korlu âzap mevsimi;

Secdegahlar yaşla solsun, çizmeyin nur takvimi.

 

Nur şadırvan neşveler yığsın bugün bülbüllere;

Çağlayan yangın tutuştursun bugün kor güllere.

Zerk ederken damlalar, bağrımda bitsin fırtına;

Râyihâlar yüklesin hep bekleyen sümbüllere.

Mecnun’un Leylâsı tütsün meşkle hikmetler serip;

Ahmet’im bağrımda yansın, nûru örsün çöllere.

Şehri kurbân etmeyin canlar, yeisler başlatıp;

Meyledin hep zikre, katran süzmeyin hiç dillere.

Köşke üstatlar süzün, süzdürmeyin şeytanları;

Çözdürün mâhirlerim dert, dönmeyin müşküllere.

 

Rabbimiz serdirmesin hiç korlu âzap mevsimi;

Secdegahlar yaşla solsun, çizmeyin nur takvimi.

 

Kubbeler kasvetle hiç yığdırmasın bayramları;

Neylerim hicranla hiç yağdırmasın hüzzamları.

Bâkiler yorgun düşüp, başlatmasın mâtemleri;

Aşkı sersin, ravza örsün rintlerin akşamları.

Meykedemden çıkmasın buhranla sonsuz neşveler;

Kahrı ihyâ etmesin hiç sâkinin kor camları.

Sûreler bir bir süzülsün câna, sarsın nefsimi;

Kalbi örsün tespihim, bir bir bitirsin gamları.

İnleyen saflar getirsin şehre nur rahmetleri;

Derdi bozsun, yüklesin şevklerle cân ilhamları.

 

Rabbimiz serdirmesin hiç korlu âzap mevsimi;

Secdegahlar yaşla solsun, çizmeyin nur takvimi.

 

Tütmesin bağrımda isyan, zikri karsın dizlerim;

Çağlasın mâbette güller, fikri kursun dizlerim.

Sevk edin mihrâba maksat, sızmasın sûzanlarım;

Yakmayın dert, bekleyen nur şehre varsın dizlerim.

Titreyin saf saf, közümden kapmayın rahmetleri;

Neylerin bezminde ol hep, şükrü sarsın dizlerim.

Gelmesin nobranlarım, kahrıyla devran tütmesin;

Fâtihâlar yüklesin can, Rabbe dursun dizlerim.

Ahmedin mehtâbı kor bağrımda yansın durmadan;

Minberim ser nurlu himmet, hicri kırsın dizlerim.

 

Rabbimiz serdirmesin hiç korlu âzap mevsimi;

Secdegahlar yaşla solsun, çizmeyin nur takvimi.

 

Mâziden gelsin muhabbet, gönlü yaksın mâhirim;

Asrı sarsın hep letâfet, kahrı yıksın mâhirim.

Nâbiler sızdırmasın mâtemle kasvetler bugün;

Kürsüden sevdayla gülsün, kalbe aksın mâhirim.

Kaygılar canlanmasın, dermanlarım kor dizmesin;

Nur gazeller yüklesin hep, dehri baksın mâhirim.

Şîrinim süzdürmesin gaflet, yeis toy kurmasın;

İnleyen Ferhâdı bir bir kalbe taksın mâhirim.

Çağlasın sevdayla Pervânem, murat ser mâbedim;

Sözlerim dert sağmasın hiç, nûru çaksın mâhirim.

 

Rabbimiz serdirmesin hiç korlu âzap mevsimi;

Secdegahlar yaşla solsun, çizmeyin nur takvimi.

 

 

(fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lâ tün / fâ i lün / )

 

 

 

 

 

( Terci-i Bent başlıklı yazı pervane tarafından 5.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu