Bilmem nereden esti? Bu akşam, vakit geç olmadan demledim çayı. Belki de yalnızlığıma çeşni olur diye mi... Elimde, içinde mis gibi demli çay, sımsıcak ince belli. Şu an yalnız yudumladığıma bakmayın, yâranla içerim eskiden beri.

Hani, Anadolu’da lafın belinin kırıldığı, sohbetin neşvü nema bulduğu, çayın adam gibi demlendiği küçük çay ocakları vardır. Buraların müdavimleri belli. Hâlâ yerli yerindedir, insana saygı sevgi. İşte böyle mekanların, hem çayı tat verir hem sohbeti.

Nedense ben, okey taşlarının takırtısı, ver kızı al papazı patırtısı olan yerlerde çay içmeyi ve sohbet etmeyi hazzetmem. Oralar oldum olası bir kâbushâne gibi gelir bana.Her ne kadar adına kahvehâne denilse de mekanın ihtiva ettiği manzara ismin içini dolduramıyor. Çünkü, oraya gelenler, çay yahut kahve içmeye gelmiyorlar. O kişiler başka amaçla geldikleri ve o amaçların esiri olduklarından, çay da usulen demleniyor. Kazan durmadan kaynıyor. Burası söğüt gölgesi değil deniliyor. Vakti geçmiş, acımış çaylar gelip gelip, boş bardaklar gidiyor. Ne içen zevk alıyor, ne sunan.

Oysa yukarıda bahsettiğim çay ocaklarının isimleri bile sevimlidir. İnsanda güzel duygu ve düşünceler çağrıştırır. "kanaat Çay Ocağı"sabrı, azla yetinmeyi. "İkram Çay Evi"dosta, yârana ikramda bulunmayı. "Sohbet Çay Evi"dostluğu,sohbeti. Bu fasıl uzar gider hasılı.
Buraların saygın müdavimleri vardır. Kimi esnaftan, kimi cami cemaatinden. Latifeler seviyelidir. Siyasî, dinî, toplumu ilgilendiren konularda da engin sohbetler edilir,gönülleri incitmeden. herkes birbirini bilir. Çay paraları münavebeli ödenir. Buralarda, istisnalar hariç kimse çayını yalnız içmez. Edilen muhabbeti, içilen çaylar bir kat daha sıcaklaştırır.
Latifeler, her gönle bir hafiflik verir, her dudakta tebessüm olur.

Diyelim ,aylardan Ramazan ağızlar bağlı. O demlerde bu mekanlar da oruçludur sanki. Ama akşam olunca, iftardan sonra ve teravih namazlarının akabinde yine şenlenir hâne, demlenir tavşan kanı çaylar. Yârenle beraber yudumlanır. Bu hoşluk bu minval üzere devam edip gider. Tâ ki emr-i hak vaki olana dek her müdavimin uğrak yeridir çay hâneler.
Ankara,25.10.2008 İ.K
( Çay Muhabbeti başlıklı yazı İbrahim Kilik tarafından 15.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu