Direnmeliyim
İçimde açılan fay hatlarını onarmalıyım acilen
Çatlayan duvarlarımı sıvamalıyım
Durdurmalıyım bu yangını
Etrafa sıçratmadan...
Yüreğimin karanlık sokaklarından
nasıl geçtin hiç korkmadan
Zonklattın inzivadaki kalp ağrılarımı
Hisleri ölü zamanlara sırnaştım
İçinde sevgisini gizleyen
Ve hayata hükmeden duygularından
Dudaklarım hicvettikçe ismini
Derin sancılara savrulur tomurcukları güllerin
Ölmek kadar çaresiz bir vakitteysem bile
Öylesine değil yakarışlarım
Bile bile çekimine kapıldım aşk menzilinin
Gayri ihtiyarı dokunuyorum hayata
Beni beğenmiyor aynalar bile
Toprağa bakar oldu sol yanın sancıları
Ölüm çağırdıkça uzaklaşıyorum kendimden
Ganimeti hüzün dolu son seferinden
Yine akşamına ışıkları karışan gündüzlerim
İçimde ölen kelebeklerim var aşk ağrılarından
Benim sandığım delişmen bakışların
Ve yine ritmi bozuk heyecanlarım
Kaçıyorum senden, kendimden, kaderimden
Yaşarım ömrümü kalbi delik çocuklar gibi
Sesimi yansıtırım odalarında diyeti çığlık olup
Yamaçlarından tutunamayıp düşerim ansızın
Uykuları haram kıldı özlemlerin
Yokluğunda yakmadım ışıklarımı
Ama sen zaten düşünmezdin
ardında bıraktıklarını...
âdem efiloğlu / ahir-i fırtına