Yazarlar
ve şairler bir milletin hafızalarıdır. Bir şehrin, bir ülkenin, bir milletin
yazarı, mensup olduğu yerin ve toplumun geleceğe kalan sesi, tapusu, mihenk
taşıdır. Toplumlar yazar ve şairlerine sahip çıktıkları oranda kendilerini
başka milletlere ve gelecek nesillere tanıtma fırsatı bulurlar.
Bugün
hangi millete bakarsanız bakın, hepsi büyük bir geçmişe ve kültüre sahip
olduklarını ispatlamak için geçmiş çağlardaki yazar ve şairlerini ve onların
eserlerini koyarlar önümüze. Bir İngiliz Shakespaere ile, bir İtalyan Dante
ile, Bir alman Goethe ile, bir Yunan Sophokles’le Homeros’la, bir İranlı
Firdevsi’yle övünür ve onların edebi büyüklüğüyle kendi büyüklüğünü ispata
çalışır.
Biz,
geçmişimizin gücünü göstermek için Orhun Kitabeleri’ne yaslanırız. İlk yazılı
edebi ürünümüzdür ve onun muhteşem üslubuyla övünürüz. Mevlana, Fuzuli ve Baki’deki
sanatı ve ustalığını büyüklüğümüzün bir emaresi olarak sunarız.
Dar
çerçeveye geldiğimizde, bugün Balıkesir’de Hasan Barsi Çantay bizim bir mihenk
taşımızdır. Balıkesir’in hafızası, toplum önderi, fikir adamı, mutasavvıf,
yazar, şair, gazeteci, araştırmacı, Kuvvacı, ilk meclisin milletvekili, Mehmet
Akif’in yakın dostu kimlikleriyle şehrimize damgasını vurmuş bir isimdir Hasan
Basri Çantay.
BAYŞAD,
2011 yılından itibaren her aralık ayını “Hasan Basri Çantay’ı Anma-Tanıtma ve
Yaşatma Ayı” olarak ilan etti ve bu amaçla Balıkesir merkez başta olmak üzere
Kepsut, İvrindi, Bigadiç ilçelerinde şehrimizin bu büyük değerini tanıtan
paneller düzenledi. 2012 anma
programları için araştırmalar yaparken beni hem sevindiren hem de boğazımın
düğümlenmesine, gözlerimin nemlenmesine sebep olan şeylerle karşılaştım.
Öncelikle
YÖK’ün Ulusal Tez Merkezi’nde bir araştırma yaptım. Şehrimizin bu büyük değeri
Hasan Basri Çantay hakkında yapılan ilmi çalışmaları görmek istedim. Dört
üniversitede Çantay’la ilgili yüksek lisans tezi hazırlanmıştı ve bunları
bilgisayarıma indirme imkanı buldum. Bu arada bir şey dikkatimi çekti. Bu
tezleri hazırlayan üniversiteler arasında Balıkesir Üniversitesi yoktu.
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi ve
Gazi Üniversitesi’ydi çalışma yapan.
BAÜ’de
tez çalışması yapılmaması dikkatimi çekerken, Hasan Basri Çantay’ın eserlerinin
BAÜ kütüphanesinde olup olmadığını da merak ettim. Yine internet ortamından BAÜ
Merkez Kütüphanesi’ne girerek bir sorgulama yaptım, karşıma çıkan sonuç
hüsrandı. Aynı araştırmayı bu sayfada linki verilen Bilkent Üniversitesi
kütüphanesinde gerçekleştirdiğimde Çantay’ın Bilkent Kütüphanesi’nde eserinin mevcut olduğunu
gördüm.
Sosyal
medyada İsveç’te bir kütüphanenin fotoğrafı yayınlamıştı ve dikkatimi çeken bu
kütüphanenin web sayfasına girdim. Stockholm Şehir Kütüphanesi
(Stadsbiblioteket) sayfasından Hasan Basri Çantay’ı arattığımda boğazım
düğümlendi, gözlerim yaşardı. Çünkü Balıkesir’imizin bir değeri, Hasan Basri
Çantay’ın 4 ciltlik Kur’an Meali Stockholm Şehir Kütüphanesi’nin raflarında
yerini bulmuştu.
Biz,
kendi değerimize sahip çıkmazsak, kendi fikir adamımızı, yazarımızı
sahiplenmezsek, onun hakkında ilmi araştırmalar yapmaz, kitaplarını
kütüphanemize koymazsak kendimizi inkar etmiş oluruz. Unutmayınız ki toplumlar
yazarlarıyla yaşarlar. Şu veya bu isim unutulup gider ama bir yazarın, şairin
ismi yüzyıllarca yaşar ve yetiştiği toprakların ismini de yaşatır.
BAÜ’nün
Hasan Basri Çantay’a acilen sahip çıkmasını Balıkesirliler adına istiyorum.