"Cellât uyandı yatağında bir gece           
           "Tanrım"  dedi  "Bu ne zor bilmece:           
             Öldürdükçe çoğalıyor adamlar

   Ben tükenmekteyim öldürdükçe..."

Ve adam uyandı gece yarısı uykudan kan ter içinde.

—Sadece sesini duymak için aradım. dedi korkulu bir şekilde.

Haline baktı utandı.

Kimse yoktu yanında.

Kime konuşuyordu öyleyse, neyi ispata çalışıyordu?

Haline güldü acı acı.

—Güne sesinle başlayamadım, günü sesinle sürdüremedim, günü sesinsiz bitirmek istemedim. Bu yüzdendi sesini duymak isteyişim. Yoksa art niyetim yoktu. dedi kendi kendine yine. Kan ter içindeydi. İri yaşlar vardı yanağında ağlamıştı.

           

Ortalıkta kimse yoktu in cin top oynuyordu. Bir adam gecenin ortasında ağlıyordu yok yere. Bilmez misin senin cevrin de gıdadır bana. Bilmez misin senin ezan da nimettir bana? Sadece iyi günde değil kötü günde de yanında olacağımı bilmez misin?

Sen ey yorgunluğu ve yoğunluğu yaşayan sevgili! Evet sen! Muhatabım, mahbubum, matlubum, makbulüm olan sevgili! Senin yoğunluğun işten dolayı benim yoğunluğum senden dolayı. Ayıplama beni, kınama asla! Bu aşk yüreğe düştü düşeli kaç gece uykusuz kaldım, kaç gün gözü yaşlı geçti sayamadım. Takvimleri unuttum, saatleri kırdım. Sensizliğe işaret olan her şeyi yok saydım.

Ayıplama beni! Kınama beni. Sakın ha! Kendini eleştirmiş olursun ki buna müsaade etmem. Bu can sendir artık, anlasana. Sen sana nasıl kıyarsın yazıktır.

Seninle dolu olan bu kalp başka bir sevgiye kapı açamaz. Başka bir kalbe konuk olamaz, başka bir gözde ikamet edemez, başka bir hanede mesut olamaz gayri. Geçti her şey artık bütün aşkların son durağı sensin. Bütün aşkların mekanı sensin.

Varış sanadır; eziyetli de olsa sıkıntılı da olsa sanadır yönelişim. Kızsan da bağırsan da yok saysan da def etsen de silsen de unutsan da sanadır vaslım. Çünkü bu kalp benim kalbimdir. Onu da söküp atamazsın ya! Çünkü bu kalpte sen varsın her şeyinle. Nefretinle, asıklığınla, yoğunluğunla, yorgunluğunla… Ben seni her halde sevdim. Ben seni böyle sevdim.

—Ara! dedim

    Ara ve kapat. Aradın ve kapattın. Sesini duydum ya yeter de artar bana! Günlük

sen gıdamı aldım ya bestir bana!

Nefes almak istediğimde seni düşünürüm. Ciğerime sen doldururum ve çekerim kanıma işleyinceye kadar. Sen damarlarımdan geçip bütün vücudumu ele geçirdikten sonra kendime gelirim.

Sen aklına düşürmez misin canın sıkıldığında açmayı bir pencereyi. Bir kapıyı vurmayı. Bir kara gözlüyü yâd etmeyi… Bir sigara içimlik rahatlığı benzeyen hoş sohbeti. Bir kahve tadımlık muhabbeti… İstemez misin en koyu anında canının bir açık hava almayı.

Esinti Doğu’dan gelir sana, çok uzaklardan gelir ama yetişir bilirsin mutlaka. Sadece bir ses dahi şu mazlum yüreği dersaadete ulaştırırken sadece bir mesajın dahi şu biçare kalbi yerinden fırlatacak denli ayağa kaldırırken kızma istersen. Kızsan da alınmam sana.

Meşgule alma istersen. “Yanlış numara” de ve kapat! Maksat sesini duymak değil de nedir? Gönül meşguliyet takmaz bilmez misin? Aşk beklemeyi bilmez, görmez misin? Elde değil ki! Kalpte değil ki! Bu can seni aramak ister, sussan dahi orada olduğunu bilmek ister, inanmak ister. Belki yüz defa arar, belki yüz defa yazar ama yine de doymak bilmek istemez.

Cefanda sefadır bu cana!

Kıramazsın bu kalbi.

Eziyetin de ödüldür bu gönle!

Ezsen de boş!

Ezmesen de hoş.

Kahrın lütuftur, cevrin nimettir, eziyetin gıdadır bu cana! Sensizlik değil de ne gelirse gelsin artık bu cana, koymaz artık. Sensiz bir ana dahi tahammülü olmayan şu gönle sen ateşi düştü düşeli kor kor olan köz köz yanan şu gönle bakıver de sönsün bu ateş, dinsin bu sancı.

Ve adam uyandı gece yarısı uykudan kan ter içinde.

—Sadece sesini duymak için aradım. dedi korkulu bir şekilde.

—Sadece var olduğunu bilmek için aradım. dedi gizlice.

—Yaşıyorum yine, yaşıyorsun yine, çok şükür çok şükür rabbime… dedi samimice.

Uyudu derince. Kimse yoktu oysa!

Tekti. Geceydi.

Yalnızdı yine.

İşte sevgili!

Halim budur.

İsteğim kabulündür.

( Tek Kişilik Acı başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 19.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu