.
vaveyla
mehtabına da eyvallah hayat
akşamının gurubuna da
şakaklarımda taşırım seni renk renk
nadası unutulmuş çorak toprak misali
alnıma kazınmışsın bir ömür çentik çentik
avuçlarımda yanmış zemheri ayazların
nasır tutmuş, kök salmış ve yarım sevinçlerim
müzmin yürek yanığı küllenmiş sevdalarım
ebkem olmuş zamanın fersah fersah sonunda
rengi solar
sevincin, kısılır gür neşesi
yad ederken maziyi
kalır mı bir cümlesi
belki üç beş hatıra yoklarken kırık dökük
ne döner gece güne, ne akseder bir ışık
ne gündüzünde bir fer, ne de döner gidenler
akbelin, kehribarın saçsa da misk-i amber
bir ahla başlamıştır, bin ahla elveda der
kadranı puslu zaman hüküm sürer an be an
rotasız bir dümenle savurur çalakalem
zembereği
boşalmış yivsiz balçık bir alem
hoyrat bir güz mevsimi, gazel dökerken hazan
çıkmayan bir avazın sesi kalır içinde