Sabah sahurdan sonra yatmadım. Sabah namazını kıldım giyindim tam kapıya çıktım. Bizim servis geldi. İş yerine geldik. Tam ofisin önünde yan yatmış pazarcı arabası. En az iki yüz metre kare yerde cam parçaları. Yolun kenarındaki durağı almış param parça etmiş. Şirketimize ait arabamızı da vurarak devrilmiş. Bizim arabayı park halindeyken almış götürmüş: Allah’tan bir tek şoför hafif yaralanmış. Arabada üç kişilermiş. Ofise girmediğine şükrettik. Neyse bir geçmiş olsun muhabbetinden sonra ofisi açtım. Zaten polis sabah tutanağını tutmuş. Benden yirmi dakika falan sonra patron geldi tabii ki olayı görünce yeni almış olduğumuz arabanın durumunu görünce sinirlendi ama yapacak bir şey yoktu. Derken bizim sigortacıyı aradım o geldi. Ofiste kaza muhabbeti yapıp oturuyoruz. Bir baktım ki bir minibüs adam geldi. Yatan pazarcı arabasının(minibüs)etrafında dolaşmaya başladılar. Kaza anında arabanın içinde olan çocuğun biri de arabanın yanındaydı. Bizde bu kadar insan niye geldi diye bir şey mi var diye çıktık dışarıya. Ama ne olduğunu anlayamadık. Çünkü aralarında Kürtçe konuşuyorlar. Meğer kazayı yapanlar Kürt kardeşlerimiz imiş. Aradan geçen ne kadar zamandı bilmiyorum bir minibüs daha insan geldi arkadan bir minibüs kadın geldi ağlayana mı ararsın çırpınana mı ararsın çok şaşırdık. Dillerinden de bir şey anlamayınca öylece kaldık. Bu olayları seyrederken ofisin içinden hemen aklıma Kürt açılımı geldi.
Düşündüm şöyle bir bu adamlar kendi aralarında ne konuşuyor diye. Sonra da en kısa zamanda Kürtçe eğitim almam gerektiğini karar verdim. Ne konuştuklarını anlamak için farzdı. Memleketimin doğusunu, batısını, güneyini veya kuzeyini ayırmış hiç değilim. Şöyle desem daha iyi olacak sanırım Laz, Alevi, Çerkez, Tatar, Türk, Kürt veya Arap ne olması benim için önemli değil insan olabildikten sonra. Her zaman bir kardeş muamelesi göstermişimdir kim olursa olsun yani insan olanlara. Niye güzel Anadolu’mun güzel insanlarını bölmeye çalışırlar ki. Kim demiş ki cem evine giden Alevi kardeşimize niye camiye gitmiyorsun diye. Kim demiş ki Arapça konuşan birisine Niye konuşuyorsun diye. Ya da Laz kardeşlerimizi kim dışlamış. Kim demiş ki sen git kendi köyünde veya şehrinde çalış diye. Kim kimi istememiş anlayamıyorum. Bu işten pay çıkaranlar rahatladı tabi ki. A ulayamadığım taraf zaten normalde kendi aralarında Kürtçe konuşan kardeşlerimize kimse niye konuşuyorsun demedi ki hiçbir zaman. Niye bizi bölebilecek bu konularla gündemdeyiz. Biz birinci dünya savaşında, ikinci dünya savaşında, kurtuluş savaşında veya Türkler olarak katıldığımız herhangi bir savaşta Türk-Kürt ayrımcılığı yapmadan yan yana durabildiysek niye şimdi duramıyoruz da birbirimizi vuruyoruz anlamış değilim. Niye her gün bir şehit veriyoruz. Vatani görevini yapmaya giden ana kuzuları her gün bölücü güçlerin kurbanı oluyor. Yazık değil mi o yüreklere. Neden durduramıyoruz bir türlü. Niye dış güçlerin elinde oyuncağız.
Kürt açılımı yapılınca, biz bazı şeyleri kabul edersek duracak mı bu terör sizce?
Yıllar evvel Ağrı Doğu Beyazıt’tan kan davasından dolayı bir oğlunu kaybetmiş 11 çocuklu Ömer amca yerleşti köyümüze. Kendi arsalarımızdan birini sattık ona yerleşti.11 çocuğun 7 tanesi erkekti. Ömer amca nur içinde yatsın çok iyi birisiydi. Bizim köylüler bağrına bastı yüreği yanık aileyi. Kısa zamanda ev yaptı. Herkes elinde olandan verdi. Hemen kaynaştık kardeşçesine. Günler aylar geçti 7 oğlu bizim köyün kızlarıyla evlendi. Hepsinin üçer-beşer çocuğu oldu. Hiçbir zaman sen Kürt ben Türk davası olmadı. Belki baş yerlerde aynı hikâye ile bunun gibi binlercesi var. Birbirine kaynaşmış bu aileler ne yapacak onu merak ediyorum. Doğan bebekler hangi dili konuşması gerekiyor hal böyle olunca. Peki, şimdi Türk-Kürt ayrışmasından sonra bu aileler ne yapacaklar. Niye bizim dilimiz Türkçe diyemiyor doğulu kardeşlerimiz. Bizim dilimiz Türkçe değil mi. Atatürk zamanında devrimleri yaparken Kürt-Türk diye ayırsa iyi olacakmış. Kalsalarmış doğu ve güney doğu Anadolu da arada sınır olsa geçemeselermiş bu tarafa, nerede nasıl geçineceklermiş merak ediyorum doğrusu.
Bodrum yarım adası veya batıda olan her hangi bir yerde yerliden fazla Kürt kardeşlerimiz çalışıyor. Hangi Kürt kardeşimize ırk ayrımcılığı yapılmışta iş verilmemiş. Ben bir inşaat firmasında çalışıyorum binlerce Kürt kardeşim ile çalıştım. Bir sürü malzeme sattığım ve iş yaptırdığım kişiler var. Niye kardeşlerimizle aramıza böyle bir soğukluk koyuyorlar ki anlamış değilim. Bıraksınlar da biz mutlu yaşayalım. Bu bölünmelerin sonucu hiç iyi olmayacak. Daha ileride daha değişik ayrımlar çıkacak diye düşünüyorum.
_‘’Elimizi uzattığımızda kolumuzun gideceğinden şüpheniz olmasın.’’O zaman sırayla Aleviler, Lazlar veya Araplar yâda herhangi bir ırk onlarda ayrılmak istiyoruz diye çıksınlar. Bölüneceksek en azından tam bölünelim. Bölünmemizin kime faydası olacaksa Dış güçlere fırsat verelim de günümüzü görelim. En azından öğrenmiş oluruz dünyanın kaç bucak olduğunu. Niye dış güçlerin attığı yemi biz yiyoruz çok merak ediyorum.
Hala başbakanın Kürt açılımını mutlaka uygulayacağız dediğini de anlayamıyorum.
Soruyorum Bu Kürt açılımının Türk milletine ne yararı olacaktır.
Bir bilen varsa veya tahmin eden varsa ne olur söylesin…


( Kürt Açılımı başlıklı yazı sidika-emek tarafından 22.08.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.