Kırık Pencere
Anneciğim sussun içimdeki sesin
Kurumuş kuyuların gözyaşlarını uyandırıyorsun
Veda zamanları alev alıyor gözlerim
Gamzelerimde çiçekler kuruyor
Yanma derdin yaktırma artık kendini
Anneciğim, her gün avuçlarıma kor taşıyanlar yanımda
Aramasınlar
Yağmursuz çöllerin sellerinde adımlarım / Kalmaz izim
Kuş sesinden elbiselerim üşüyor
Kirlendi taziye evimde martı kanatları
Biriktirme günahlarını kıbleye doğru as derdin
Anneciğim, beni günahtan günaha atanlar yüreğimde
Duyuyor musun? Buldu beni sonunda çocukluğum
Getirdi koydu önüme kaybolan yıllarımı
Papatyalardan çaldığım birkaç beyaz düşüm daha kaldı
Rüyasız uykularımı bir çocuğun şapkasına gizliyorum
İçim acıyor saçlarını yolma derdin
Anneciğim, beni yerlerde sürükleyenler gözlerimde
Birazdan çıkıp gel, bu akşam sana çok muhtacım
Çocukluğumdan bir demet kahkaha olsun yanında
Sen renginde şefkatler yetiştiriyorum taş üstünde
Cenazemde kelebekler ezbere şarkılar söylüyor
Darlanırsan ne vakit olursa olsun ara derdin
Anneciğim, beni dertten derde salanlar alın yazımda
Güneş toplayınca yüzümden eteklerini
Deli bir rüzgâr kırıyor bütün pencereleri
Her şeyini alıp götürüyor gidenler / bana kalan ben
Bir yalnızlık uykusu boğar gecelerimi
Üşürsen, yorgunsan, kalabalıklarda yitik/sen gel derdin
Anneciğim, beni pamuklara sarıp sarmalayan seven sendin
Nevim Karahan