Yaş
yirmi iki aldım tezkere
Döndüm
eve…
Altı
aylıkken kucağımdan inmeyen,
Oğlan
kocaman olmuş, ne çare…
Tanımaz
beni… Demez ki baba!
Allah
yardım etti, şansım yaver gitti
Attım
kapağı devlet dairesine…
Başladı hayatla mücadele!
İkinci
oğlan da geldi… Üç iken dört olduk…
Geçti
günler, haftalar, aylar böyle…
Yıllar
beni, ben yılları kovaladım…
Tam
da deli gençlik çağım…
Sene
seksen altı, yürek bir güzele aktı…
Ben
ona… O bana baktı…
Bu ilk aşktı!
Malum,
evde hanım… O da fena taktı…
Gel
zaman git zaman yürek yandı da yandı…
Belki
Yüce Mevla’m bana acıdı…
İlk
aşk dediğim, mabedim sayesinde,
Dost
kazığını tanıttı…
Neye
yarar?
Deli
Gönül bu! Uslanmaz!
Zaman
su gibi… Akıp gitti…
Gecem
gündüzüme karıştı…
Nerede
sabah orada akşam ömür bitti…
Yaş
otuz beş… Yolun yarısı… Uslan!
Boyun
kadar çocukların var, utan dediler…
Belki
utanmayı öğrendim…
Dört
elle sarıldım hayata, aileme…
Hani
derler ya… Çıkmış dokuza, inmez sekize
Başa
çıkamadım, ettiler beni deli divane…
Tayin
istedim gittim başka bir şehre…
Her
şey dört dörtlük derken
İnsanın
ağzı torba değil ki büzesin
Haber
gelmiş eve, Kocan başka kadınla diye…
Hazmedemezdim
olmayan bir şeyi…
Kırkından
sonra azanı, teneşir paklar dediler
Ben
de anlatamadım doğruları eşime…
Dedim
ya! Adım çıkmış bir kere…
Başvurdum
mahkemeye…