az öncesini unuttum. aklım olduğun yerde takıldı kaldı. zaman akmak istedi, bedenim hayır dedi. susuyordum o an ama ruhum çoktan gelmişti seninle ellerimden tutup çekiştirmişlerdir bedenimi de. ben hatırlamıyorum, hayatımdan kayıp giden bir kaç saniye.
anlamadığım bir dilde birşeyler haykırıyordu adamlar pencereme dolan o güneşle, içim acıyordu yükselen her sese. öyle çok aşinaydıki bu dinginlik/dinlemişlik içimden seni geçiriyordum. sen bin parçaya ayrılıyordun ben her parçanı teker teker seviyordum. o adamları şimdi iyi anlıyordum. belki gözlerimi kapamasaydım daha da iyi anlayacaktım.
onlara karşı , ölmedim diyesim vardı ama sen bak gözlerimin içine yaşıyorsam da söyle. öyle çok kaldı ki başım bu toprağın altında gözlerimin güneşe bakamadığını unuttum yüzümü ve ellerimin ne işe yaradığını.
boşuna uzayıp duran sakalımın bir anlamı olmalıydı oysa parmaklarım en azından bir taş fırlatmalıydı küfrüne göğüs kafeslerini delmeliydim belki de dilimle düşün/ce cesareti olmayan sokaklarda ciğerlerin çatlayıncaya kadar haykırmalıydım zikrini
gördün mü? utandı yüreğim hiç çıkarmamalıydım oysa seni kendi yüzümün toprağına çivilenmiş gözlerini.
kanayan dizlerimin üstüne çök ruhum -tabiri caizse ki değil, dalgalan sen de .... gibi - yavaşça ılık nefesinle üfür yar’yaralarıma gördün mü? utandı yüreğim. keşke hiç şahit olmasaydın bu yüzüme.
( Utandı Yüreğim başlıklı yazı Deniz Pınar tarafından 27.01.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.