Gayrı elemler katığımdır
Yokluğunda sabır yer, kahır içerim
Dilime pelesenktir tılsımlı şiirler
Gözlerim kısık kısık ufku t/ararken
U/mutsuzluk civarında kendimden geçerim
Gözlerini geceme mihmandar eyle
Kalk yerinden şehrin üzerine üzerine yürü
Bağıra bağıra vuslata dair şiirler söyle
Apansız düştüğüm düşlerde
Ruhunun derinliklerinde yerken vurgun
Bakışlarım küçük bir çocuk gibi ağlamaklı
Dilim lal, gözlerim kadim bir derviş gibi durgun
Kimselere sormadım, bilmem ne zaman biter
Bir kış gecesi başlayan
Bu amansız sürgün
Başımı duvarlara vurduğum ıssız akşamlarda
Rüzgar her daim ismini terennüm eder
Ey yar, yokluğun keder, özlemin ölümden beter
Terki diyar eyledikten sonra
Ne gözümde ışık kaldı, ne dizimde fer
Vuslat iklimi geçse de, yık gel bütün engelleri
Bir kez gözlerini,
Gözlerinin ta içinin güldüğünü göreyim
İstemem başka ikbal
Sonra istersen beni art arda çarmıhlara ger
Şehirde bir bir lambalar, söner mum titrer
Sabrım gayrı bıçak sırtı
Ha bitti ha biter
Sensiz sokaklar ki her biri kör kuyu
Firak apansız ruhumu içine iter
Bu ızdırap ilmeği boynumdayken
Sanma sana dair şarkılar, susar şiirler biter
Sana doğru adımlarımı ölümüne takip eden
Ruhumu yoran bu yoksunluk
İnan ölümden beter
Araya takvimler girse de sanki her yerde gölgemiz
Varlığın varlığım, yokluğun boğulduğum dipsiz deniz
Muhammed Mehmet GÜL
28/01/2013
Abha
Suudi Arabistan
.