İnleyen Nağmeler
.
Feleğin sillesini yiyen fena bocalar
Her haliyle yıpranmış, yıkılmış şikâyetler;
Koca ömrü toprağa bi hamlede bocalar
Şakağa kurşun gibi sıkılmış şikâyetler;
Hayattaki son güfte küfreden cinayetler
.
Alnımdaki yazgıyı, kömür kalem karalar
Yiğidi kılıç kesmez, yalan yılan karalar
Ölmeden önce ölen canlı bahtı karalar
Diye diye duymaktan bıkılmış şikâyetler;
Yıkılası inatta son demde nihayetler
.
Canlılar nefsim ister, çulsuz olsa da garip
Bir itmeyle yıkılan ellenmez bir muzdarip
Hınç ile savrulan kin gardlara zor muharip
Daha çıkmadan geri tıkılmış şikâyetler;
Sanki hiç okunmamış duyulmamış ayetler
.
İki elim arası, kafam ile hemhalim
Yaratmışla geçiyor bitmeyen hasbihalim
Ancak bana yetiyor kalpteki ilmihalim
Tükenmedi içinden çıkılmaz şikâyetler;
Ondan bundan bulaşıp dolaşan sirayetler
.
Bu dünya nın her fendi gözden düşen yaşadır
Bakışlara veranda paşa gibi kaşadır
Tabutun kiracısı kundaklı naaşadır
Yoksulda kepuzeydi, ıkılmış şikâyetler;
Geriye dönüp bekler arzuhal hidayetler
.
(
İnleyen Nağmeler başlıklı yazı
yoksul tarafından
10.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.