Yoldayım, ne yöne gidiyorum bilmiyorum. Ne haldeyim bilmiyorum. Yürüyorum ayaklarımın beni götürdüğü kadar, aklım başımda değil, aklım yüreğimde! Yüreğim bende değil, yüreğim sevgilide…

Karanlıktan beter karanlıkta ruhum, işkenceden beter işkencede. Herkes eğlencede bir ben mengenede… Çilede, dertte…

Her yönüm ışık olsa ne yazar! Işığımı kaybettim, kim ne yapar?

Işıklar var sadece karşıdan gelen araçların ışıkları. Ve petrollerin neonları, tabelaları mağazaların, vitrinlerin sahte mankenleri kalabalığım oluyor. Halime bakıp bakıp gülüyorlar! Yapmayın bari siz yapmayın, insanlar anlamıyor halden bari siz insanlaşmayın! Umurumda değil hiçbir şey, takmıyorum hiçbir kimseyi, itirazı olan etsin!

Köpek sesleri bomboş sokaklarda… Bir ambulans sireni…Bir uçak kalkıyor. Bir kadın ağlıyor. Ve bir adam geziyor avare avare Elazığ'ı.

Yolu asfaltlamış kara yolları, gönlümün yolları da çukur ve çamur içinde. Gönül yollarını onaran yahut bakımını yapan yok mu? Burnumda zift kokusu değil değil ayrılık kokusu… Gözümde o yârin avuntusu…

Geçer, diyor içimdeki yaşlı ses, takma be Kaptan! diyor kafamdaki mantıkçı başka bir ses.

-Kes lan! diyorum amiyane tabirle!

-Sizi mi gerdi benim derdim! Size mi kaldı gözyaşlarımı silmek! Hadi ordan!

Konuşmam asla kimseyle, bilmez kimse seni, tanımaz inan!

Bu ıstırap tohumunu ben ektim yüreğime, bu tohumu sulayan benim; gübreleyen, budayan. İçimdeki zakkumları büyüten benim. Karışmasın kimse bendeki sana! Laf söylemesin. Varlığın da yokluğun da banadır bana. Sancın da banadır, yaran da, belan da, kadan da… Kime ne?  Ellere ne ki!

Halim ziftten beter, gülüyorum içim ağlarken, tezadım hep bu, içim ayrı dışım ayrı. Çok güldüğümden dem vuranlar var ya, evet evet sizler, insan psikolojisinden zerrece çakmıyorsunuz. Kapak olsun bu da size işte! Sizi men ediyorum hakkımdaki yorumlarınızdan! Yanıldınız işte, bilemediniz! Kaybettiniz kazandığınızı zannederken!

Halim zift, halim katran, halim zifiri… Zibillerdeyim, izbelerdeyim, rezillerdeyim.

Zembille gökten inen sevgili ahım ulaşmaz mı sana? Zarafetine yakışır mı benim bu sefil aşkım?

Ziftleniyor köşede iki sokak çocuğu yaklaşıyorum:

-Abe bir şey yapmıyoruz inan! diyor biri korkudan olsa gerek. Bu kadar mı kötü görünüyorum,  hay Allah!  Bu kadar mı koyuvermişim kendimi hüzne, bu kadar mı salmışım kendimi, bu kadar mı benlikten çıkmışım, bu kadar mı senliğe bulaşmışım?

-Mesele yok gençler, takılın ben gidiyorum, diyorum. Arkamdan: Bu içmeden kafayı bulmuş baksana, tavan yapmış yok yok dibe vurmuş! diye gülüyorlar dönüp bakmıyorum bile.

Çöpten yiyecek arayanları görüyorum gecenin bir yarısı.

İçip içip yalpalayarak naralar atanları…

Evsizleri…

Kedileri…

Köpekleri…

Ve âşıkları temsilen beni…

Kaptan’ı…

Gecelerdeyim, yıldızları vuruyorum tek tek, düşüyorlar bir kuş gibi cansızca yere.

Yer yıldız doluyor, yıldızlardan bir halıda gezdiriyorum yüreğimdeki aşkımı. Edebiyat yapıyorum baksana! Sana kur yapıyorum, kalkıp acıyı kuruyorsun anbean! Kalkıp canımı okuyorsun her an!

Canım yanıyor. Canım çıkıyor.  Sokaklardayım, karanlıklardayım, firarilerdeyim. Bir ekip arabası duruyor yanımda.  Kimlik soruyor Memur Bey, gülüyorum.

-Uzakta diyorum çok uzakta… Türkiye'nin diğer ucunda… Anlamıyorlar tekrarlıyorlar tehditkâr;

-Bize zorluk çıkartma!

-Ne zorluğu Memur Bey, kimlik istiyorsunuz kimliğim yok diyorum. O yârden ayrılalı kimliksizim. diyorum ve devam ediyorum: ‘Onsuz hiçbir şeyim, hiçbir kimseyim, falanım, filanım, yalanım dolanım ve bu yüzden dolanıyorum ya işte! Memurlar deliymişim gibi bakıyorlar yüzüme ve -Gece gece belanı mı arıyorsun git işine! deyip üstelemiyorlar, gidiyorlar.

Gecelerin Kaptanıyım artık.

Bu şehir benden sorulur.

Ayrılıklar benden okunur.

Acılar benden dokunur yüreklere.

 

 

 

( Gecelerin Kaptan’ı başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 2/26/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.