ZIRH SAYIP ÜSTÜME SENİ GİYEREK...
Hayalin kuşatsın zihnimi içten
Kaybolup giderim sisler içinde
Aydınlık istemem sen yoksan eğer
Eli kulağında biri hariçten
Gazeller okusa dur, sor; “niçin” de
Ey gülüm, sensizlik ölümmüş meğer
Yüzüme tutulsa başka boyuttan
Binlerce yıl öteden parlak bir ışık
Bana ulaşmadan sana yeterim
Geçerken uzaydan ve de soyuttan
Uç verip dolansın dala sarmaşık
Rengârenk açmadan sana yeterim
İçemem her suyu nasip diyerek
Akışa geçmeden ana kaynakta
Lebimi lebine sürerek kanmam
Zırh sayıp üstüme seni giyerek
Kızarıp kor olsa ateş ocakta
Girerim içine sen varsan yanmam
Nabız atışların yavaşlıyorken
Yâr bana sorarsan; “son arzun nedir”
“Senin damarında dolaşmak” derim
Hicaz’da şeytanı hep taşlıyorken
Aklımda geçerken Hendek ve Bedir
Varır Arafat’ta dua ederim
Gelip görüp seni kuş teleğinde
Biriken havayı boşaltmadan ben
Kendimi bağlarım saçın ucuna
Yol alıp gecede ay feleğinde
Tepeye varmadan açıp da yelken
Tez vakit varırım senin burcuna
(11.10.2012 / Elazığ)
Güneri Yıldız