İlk önce
Aramızdaki aşkın önsözü.
Bir sonbahar yaprağı gibi
Solgun yüzün.
Hani dokunsam usulca
Hep susacak gibi,
Yüzündeki o yaprak
Tamamen toprak olana dek.
Şimdi giriş…
Aşk teklif beklemez değil mi?
Hoş geldin o halde.
Akıtan bir dolmakalemle
Sızar mısın şiirlerime?
Başlangıçta konuşmak zor,
Biraz yazalım.
Kaderimize söz geçirebiliriz umuduyla
Yazalım birbirimizi.
Şimdi gelişme.
Umurumda değil sevgilim
Bu yazılanların buruşup atılması,
Ki yazılanlar
Önce yüreklerin süzgecinden geçmiştir zaten.
Attıkların geriye kalan
Birkaç kelimeden az fazlası.
Üzülme bitecek diye.
Her aşk bir yolculuktur ,
Bitecek elbet.
En kötüsü bitecek diye
Kaçırılan şu an değil mi sence de?
Gel başını yasla omzuma.
Bir gemi seç denizin üstünden.
Belki aynı gemiyi seçeriz
Ve biraz daha uzağa gidebiliriz.
( lütfen karaya oturmuş bir gemi seçme)
ve sonuç…
Uzat ellerini
Bana verdiklerini alma zamanı.
Bu beni düşünürken ağladığın
En mavi dalga.
Bu bana kızdığında
Ciğerlerine dolan sert rüzgar.
Ve bunlar da benimle beraber
Yürüdüğün bilinmez sokaklarda
Çıkardığın ayakkabıların.
Usulca uyuduğumuz
O öğleden sonralardan kalan
Mahmurluk da sen de kalsın.
Hazırlıklıyız değil mi sevgilim,
Daha en baştan biliyorduk
Günün birinde
Biteceğini.
O halde üzülme,
Biraz tuz serpiştir yüreğine
Ve martılara veda et.
Artık uçma zamanı.
21. 12. 2011 / Tekirdağ ( en kısa gün)
.