Arkası kesik
Yol duman/duman
Çevresi çehreli kadınlar
Aynalara küs bakışlarıyla
Ve hayat bin dikiş atışında
Kirli bir çamaşır sepetine yüklü
Geniş elleri ve sıska memeleri
Önce çocukların gırtlağını
Kulpu paslı tavalara
Sıyıran kadınlar/
Avazsız günlere;
Saçları Ürgüp kilinden
Höllüğe sıcak topraklar
Gözlere karanfil kınası
Sevdaya uzun yokuşlar
Varla yok arası bakışlar
Hiçe sayılan/
Vurulan/
Kırılan/
Kurşunlanan/
Onlar…
Yolu bozuk sofaların
Duvarlarında izi
İzi kanaviçe
İzi yamalı
Kırılgan
Hüner…
Sözlenmiş aşkların
Köze dönen hayatı
Verilmiş sözlerin
Son durağı/
Bir trenin uzvuna
Mühürlenen bakışları
İnatlı inançların
Kambur felek
Düğünü…
Beyaz güvercinlere süslenmiş
Bahtsız sandukalarda feveran
Ölü toprağı serilmiş
Üşengeç elleri cansız
Gülüşleri ötelenmiş
Alımsız yüz hatları
Giden/
Gelen/
Ve hatta Nazım’ın deyişiyle;
Sofrada öküzümüzden sonra gelen/
Çitlembik gönünde kefenlenen kanatlar
K-A-D-I-N-LAR