Ey yar,
Hani o park vardı,
Alt köşesinde tatlısu çeşmesi,
Karşıda bir kasap,
Dükkanı harap mı harap…
Her akşam üstü görürdüm seni,
Yüzüne bakamazdım, göz altından,
Hissederdim gölgeni.
Yürürdün sağa sola bakmadan,
Bense seni takip ederdim çaktırmadan.
Kafan yerdeydi hep,
Ne düşünürdün acep…
Ey yar,
Yolunu beklerdim, seni beklerdim,
Geleceğin yollara bakardım,
Yüzüne bakamazdım, bakmazdım,
Hani o ilk gözgöze gelmemizde,
Ayaklarım yerden kesildi de,
Düşeyazdım…
..
Ey yar,
O vişne çürüğü bluzun vardı ya,
Giyerdin ya,
Ne yakışırdı sana,
Siyah saçların dökülürdü omuzlarına kat kat,
Hafif gülümserdin,
Tavırların rahat,
Düşünürdüm ey yar,
Seninle ne güzel olurdu hayat,
Gözlerine bakmaktan bıkmazdım.
Elin elimde,
Gözün gözümde olsa,
İnan acıkmazdım…
Sen hep goncaydın ey yar, sen hep bahardın,
Ben,
Temmuz sıcağında yaz’dım…
..
Ey yar,
Çantayın en kuytusunda,
Çizgisiz bir defter,
İşte o defter, bu defter,
İçine şiirler yazmış arkadaşların,
Bana vermiştin,
Sen de yaz demiştin,
Sayfalarında çiçekler böcekler,
Sanırsın,
Hemen uçuverecekler.
Yar,
Ben de yazdım özene bezene,
Bu satırları kimse yazmadı,
Ne şu ne bu, ben Suat Zobu,
Bunu ben yazdım,
Sana yazdım…
.