1 Soma
Soma!
Karanlığa Teslim Olmuş Acı
Kelimeler bile tarifine ağlıyor
İçinde ölüm, ayrılık, ardına çaresizlik ve kimsesizliği anlatmak için yazılan cümleler daha kimlerin yüreğini yakacak.
Okunası olmayan ve belgelenen kederler daha kaç kez şiirleşecek.
Kaç kez siyahlara bezenmiş suretlerin, eli kararmış helal ekmek parası için kömür karasında insanlığının onurunda can vermişlere yanacağız. 
Kapkara denilen aydınlığa şereflenen şehitlerimiz!
Siz ki güneşe doğru taçlanırken, ardınıza kalanlara kaç yürek özle yandı biliyor musunuz? 
Bu gün sizleri kaybettik.
Kimileri canından öte yandı, kimileri sizleri sağlığında fark etmedi.
Hatta işçi denildiğinde, varlığınızın onlar için önemsizdi.
Yaşarken kıymetinizi anlamayanlar, bu gün sizler için yüzlerini boyuyor, ölümünüze değer verdiklerini ispatlamaya kalkışıyorlar. 
Bu gün Soma'ya acı içinde feveran edenlere sormak isterim! 
Siz hiç nasırlı, elleri isli bir işçinin derdini dinlediniz mi?
Onunla aynı sofradan yemek yediniz mi?
Çorabı delik işçi için hepimiz madenciyiz diye ayaklandınız mı? 
Ağır iş yapan bir işçiye günaydın dediniz mi? 
Yerlere attığınız pislikleri toplayan bir işçiye yardım ettiniz mi? 
Nerede bir işçiye gülümsediniz?
Söyleyin! 
Söyleyemiyorsunuz, çünkü yazmak size çok kolay geliyor. 
Acı yüreğe damgalanmış, o acıya bir ekmek katmanın derdinde olmayanlar, acıları hain planları uğruna körüklemesinler. İnsanlığı birbirine düşürmek, kahraman olmak değildir.Hele süslü kelimelerle acıyı kalemine almak yazarlık değildir. 300'ün üzerinde Maden Şehitlerimiz var. Doğmayan bebekler, beşikte yarım kalan ninniler, eksik olan mutluluklar, borç uğruna canı hiçe alanlar, sabah şakalaşarak ayrılan kardeşinin cesedini taşıyanlar, kömür kokusunda sönmüş ocaklar uğruna ülkemin doğusu batısı feryat, figan içindeler.. Hakki dostlar elini açmış duaya, kardeşliğe yardım için koşmaktalar.
Çıkarılan cesetlere hazırlanan toplu mezarlar. Boş mezarların başında kendi yakınının geleceğini bilerek beklemeyi hangi kelime ile yazarak anlatayım.
Anlatamıyorum! 
Karanlığa mahsur kalmış sessizliğin içindeki dualar umuda yükselirken, gözlerin yağmura teslimiyetine yorum yapılamıyor.
Hiç uğruna sönen ömürler mi? desem, yoksa şehitliğin zaferine yükselen ruhlar mı? desem.
Bende bunu bilemiyorum. 
Karıncaların sesini duyan Rabbim, acı gönüllerin feryatlarına sen yetiş. 
Yetiş ki, merhametinle yanan yürekleri sar sarmala.
Ateş düştüğü yeri yakar! 
Gözünün içine sevgi ile bakan evladını kaybeden annelere, sen evimin direğisin diyerek erini kaybedenlere, Ulu Çınarım benim babam diyen yetim evlatlara başın sağ olsun demek ne kolay...
Bu acıyı hafifletmenin tek çaresi zaman..
Ölüme bizleri alıştıran o zaman değil midir ki..Acıyı zamanla bize hafifleten yine Yüce Yaradanın kuvvetidir. Kömür karasında, geceye yas tutan gözlerde sönmeyen umutlara yürek dolusu dualar yolluyorum..
Bir avuç kömür için ömrünü şehitliğe yükseltenlere Rabbim cennetini bahşetsin.
Güzel Ülkemde kömür ateşinde kestane pişirenler şimdi duada kenetlenme, acıları sarma, ekmeği paylaşma, kederi hissetme zamanıdır. 
Bu zamanı lekeleyene fırsat vermeyeceğiz. İnsan olmak erdemdir.Bu erdemi yüreğinde hissedenlere selam olsun.
Her gün kömür kokuyordun, bu gün ölüm kokuyorsun diye Soma'ya seslenen Türkiyem Başın sağ olsun!
Sultan ÖZATEŞ (Ankara 17.05.2014 Eğitimci-Yazar )
( Soma başlıklı yazı AYYÜZLÜ tarafından 17.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.