Bir yüreğin feryadı
Dikensiz gül misali…


Güneş yazdan kalma bir gün gibi yakıyordu etrafı
Bir sokağın köşesini geçerken,

Başı avuçlarında ağlayan bir güneş gördüm.
Hadi be hayat! Dedim.
Hadi be!
Otuz beşini ben yaşadım kırkını sen tamamla…

Yanaklarına yakışmayan damlalar saçılıyordu etrafa
Bir güneş ağlıyordu.
Çıkmaz bir sokağın çıkmazlarında kaybolmuş bir güneş…

Benliğini ararken düşünce derinliklerinde
Kimine göre deli, kimine göre soğukkanlı bir serseriydi.
Oysa âşıktı güne güneş…


Doğmalıydı yedi yirmi dördün yarısında sevdiğine,
Gözleri tan yerinde bekleyeni
Sarmalıydı bakışlarında…

Bir güneş ağlıyordu
Kılı kırk yarmış bir sevdanın
Yüreğine vurulan kırbaç darbelerinde…



Etekleri zil çalarken bu aşkın
Pembesi düşleri,
Zifiriliğe yerini bırakmış şimdi.

Muhasebesi yok çekilen ızdırapların,
Biten her gün yeni bir acı demekti
Biten her dakika dökülen onlarca gözyaşı…


Ağlıyordu güneş hazan mevsimi belli ki erken gelmişti
yüz ifadesinde kurak bir arazi
kalmamış dallarında yaprak...

Güneşin gözyaşları yakarken içimi
Ben bakışlarında eriyordum…

( Güneşin Gözyaşları başlıklı yazı Ahmet Erbey tarafından 5.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu