//Ve zaman yalnızlığı giydiriyor
Kefeni dar gelen yüreklere…//

Üçüncü dilden şiirler yazıyorum
Gelmeyen zaman dilimlerine bıraktım çoğu yanımı
Çoğu zaman çoğul ağlıyor tümcelerim…
Ve ben,
Bulutsuz bir günde yağmur oluyorum toprağa.

Sorsan;? yağmur olup yağmak mı?
Yoksa Bulut olup taşımak mı zor?
Bu hengameyi bilmiyorum.
Fitili tutuşmuş mayına bezenir kalbim.
İçimde boğulurum.
Cevapsız kalır tüm suallerin.



//Son rüzgâr savuruyordu saçlarını
Son dokunuştu dokunduğum hayaline…//


Dudaklarda çalınan son senfoniyi çalıyordu ayrılık
Hoşçakallarla süslü mahur bir besteydi çalınan
Başlamadan biten tümcelerin 
Darağacına götürülüşüne şahitti yıldızlar
Karanlık bir elbise giymiş gece,
Ay yas tutmakta…

Sarhoştu gölgen gözlerimde
Kaldırımlarda kalmıştı izi gülüşlerin
Tutuk bir tetikte 
Paslanmış bir aynanın öbür simasıydı gözlerin geceye
Hücremde kokun
Kokunda yangın
Ben 
Yangında yanan nar-ı dervişi…


Şimdi lügatler dolusu şiirler döksem de yalnızlığına nafile
Tutuşmakta olan yüreğime kederli bir dokunuş
Dertli bir rüzgar savurur beni okyanus diplerine..
Seheri ayrılığında özlerken seni
Ayrılık bir daha tebessüm etmekte...
( Üçüncü Dilden Şiir başlıklı yazı Ahmet Erbey tarafından 6.08.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.