Nisanda aşık olmak başka bir tutkudur,
Hele nisan eylüle değerse onurludur.
Bir bahar günü kavak yelleri esmedi mi başınızda?
Nisan ve eylülün birlikde çizdikleri tutku dolu resmin hikayesini bilirmisiniz?

Seneler evvel vakitlerden nisanın biridir kader acı bir sürpriz hazırlar.
Genç kız o gün yeni işine başlayacakdır yeni taşındığı kentde . Sabah erkenden kalkar iş yerine götürecek servise biner. Fakat servis yolda elim bir kaza yapar onlarca yaralının yanında üç kişi hayatını kaybeder . Şehrin hastaneleri dolar o gün her yer kan revan içinde. Sadece bizim genç kıza bir şey olmamışdır. Sakindir; daha öncedört kaza atlatmış kurtulmuşdur. Hastane odalarını tek tek dolaşır. Yaralılara yardımcı olmaya çalışır, yakınlarını arar , ihtiyaçlarını temin etmeye çabalar. O sıra orda biri daha vardır. Yaralı iş arkadaşlarını ziyarete gelmiş bir genç adam. Kaza geçirenlerin tümünü tanımasına rağmen bu genç kızı hatırlamaz . Yaralılardan birinin yakını olduğunu düşünür . Kızın ordan oraya koşuşdurması ilgisini çeker. Sonunda sancılı ve yorgun 1 nisan günü sonar erer.
Genç kız iki gün sonra yeni işine başlayacakdır. Günlerden cumadır Sabah uyandığında Rabbine dua eder “mevlam bugün ne hayırlıysa onu yaz kaderime”
Sonunda işine başlar,tesadüf bu ya amiri hastanedeki o genç adamdır. Kızımız henüz 19’unda güzeldir, alımlıdır, biraz da asi. O mekanda çalışan kim varsa kısa zamanda herkesin dikkatini çeker. Delikanlılar sıraya girmişdir tanışmak için.
Bizimki de güzel ya bir afra bir tafra sormayın yanına yaklaşdırmaz kimseyi. Sadece amiri olan o delikanlıyla muhatap olur. Faklıdır değişikdir; çok efendi ,bilgili ve kibar bir gençdir. Kız onun yanında kendini rahat hisseder. Bizim asi kızımız bir tek onun sözüne güvenmekde ve dinlemekdedir. Sonra duyar ki; kurumun göz bebeğidir herkes genç adam için pırlanta değerinde olduğunu düşünmekdedir.
Gel zaman git zaman arkadaşlıkları farklı boyutlara taşınır.
Artık dışarda gezmeler başlamışdır. Birlikde birer bardak çay yudumlamak yemek yemek zevkli hale gelmişdir. Her gün aynı yerde aynı masada saatler geçirler.
Bir gün genç adam “hadi gel seninle bir yere gidelim”der. Şehrin en yüksek tepesine çıkarlar.
Genç adam başlar söze;
“Bak burası benim yaşadığım şehir
Ben bu denizinin kıyısında doğdum, yaşadım
Sen de benimle bu kentin içerisinde bir ömür yaşamaya varmısın.?
Sen seç neresinde istersen , yaşadığım müddeçe yanıbaşımda olurmusun?
Her şey güzel olacak diye söz veremem inişler çıkışlar olacak.
Kalbimi kalbine teslim ediyorum.
Alınyazımı paylaşırmısın, benimle evlenirmisin?”

Kız “varım” der “seninle her şeye varım ben”
Genç adam orda beyaz kelebeğim diye diyerek öper kızın avuç içlerini.
Ailelere durum bildirilir. Yalnız bir engel vardır; kızın babası yurdışındadır.
Beklerler. Beklerler… Aradan iki yıl geçer ..
Kız bir eylül gecesi bohçasını kaptığı gibi kaçar gelir sevdiğine. Tam on iki senedir herkesin imrendiği bir sevgiyi yaşarlar yuvalarında.

Nazlı TOLUN
( Nisanda Aşk Başka Tutkudur başlıklı yazı NazlıKaragöz tarafından 6/5/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu