Evra,
Üzerime battaniye yerine hayalini örttüğüm sevgili.
Zamanıdır şimdi mülteci gecelerde sevişmek yokluğunla…

Gece gözlerin yerine sarıyor ruhumu.
Hüznünü içiyorum tek kalmışlığımın
Üzerime taştan duvarlar yıkılıyor
Yalpalanıyor nefesim avuçlarımda
Kör bir bıçak ağzında sıkılıyor boğazım
İdrak edemediğim gidişinin cevapsızlığı dimağımda
geceye hüküm giydiriyor nabız atışlarım


Duygu ile mantığın düellosunda
Çatır patır dökülüyorum toprağa…
Ah! Evra
Bir tek nefesin de, nefes alma mültecisi isyanım.


Orta yerine hayatın, adamışlığımı koyduğum kadınım.
İfadesizliğim.
Can çekişmelerimde soluyor seni dizeler yüreğime
Kaç düğümdür attığım ipliğine sevdamın
Dökülen benim z/amansızca dalından…
Köz misali alev alev yanan benim
Ah! Evra geç kalmışlığımsın hayata…

Sana dokunamayan kalem lal kesilir sonra…

Ve sonra adı saklı kalır cümleler içinde
Evra derim,  iniltilerime karışır harım…

devam edecek…

( Evra 2 başlıklı yazı Ahmet Erbey tarafından 3/4/2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.